ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O'Brien ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’den oluşan Amerikan heyeti Türkiye’de.
Türkiye’ye bugüne kadar Başkan hariç böyle üst seviyede bir heyet geldi mi bilmiyorum.
Bu apar topar gelişin iki sebebi var.
Birincisi Trump zorda ve Suriye kartı üzerinden vaziyeti toparlamaya çalışıyor.
İkincisi, Türk Silahlı Kuvvetleri; ABD’nin hiç ummadığı kadar başarılı bir harekât gerçekleştiriyor.
ABD, demek ki PKK/PYD’ye verdiği 30 bin tır silahı, teröristlerin bizim Mehmetçiğe karşı kullanacağını zannetmiş. Bırakıp, arkalarına bakmadan kaçacaklarını hiç ummamış.
ABD’nin bizim milletimizi, Türkiye’yi hiç tanımadığının ikinci hayal kırıklığı bu.
FETÖ ihanet örgütünün de darbe yapacağını zannetmişlerdi.
ABD heyetinin bizden ne istediğini Cumhurbaşkanı Erdoğan dünkü AK Parti Meclis Grubu’nda söyledi.
Bir; PKK/PYD terör örgütü ile Türkiye arasında arabuluculuk yapmaya geliyorlar.
İki; Türkiye’nin harekâtı durdurmasını istiyorlar.
Cumhurbaşkanı eğer bunun için geliyorlarsa “boşuna geliyorlar” dedi. Yani Trump da gelse Türkiye, Suriye sınırında bir terör devleti kurulmasını ön-le-ye-cek.
Erdoğan Türkiye’nin kararlılığını bir defa daha çok net olarak tekrarladı.
1.“Bizi tanımıyorsunuz, siyaseti de bilmiyorsunuz. Türkiye, terör örgütleri ile masaya oturmaz…”
2. “Münbiç’ten Irak sınırına kadar güvenli bölge tesis edilmeden harekât durmayacak…”
Erdoğan’ın; ABD heyetine, “boşuna geliyorsunuz”, İngiltere, Almanya ve Fransa’ya da “beni bir daha aramayın” anlamında söylediği en çarpıcı ifade şuydu:
"Madem terör örgütü ile bu kadar içli dışlısınız, madem teröristlerin gönlünü etmek uğruna Türkiye’nin müttefikliğini hiçe sayıyorsunuz. Size bir teklifimiz var biz sizler gibi değiliz. Öldürmek için değil yaşatmak için çalışırız. Suriye’deki sorunun en kestirme yolu için teklifimiz; tüm teröristler hemen bu gece silahlarını, malzemelerini bırakıp belirlediğimiz güvenli bölgeden dışarı çıksınlar…"
Dün Sayın Cumhurbaşkanı Haçlı zihniyeti sahiplerine söylenecek her sözü söyledi.
Hatta Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un yüzüne şunu da çarptığını açıkladı:
“Geçen Macron’a söyledim. Ruanda’da yüz binlerce insanı, Cezayir’de yüz binlerce insanı katleden siz değil misiniz ya… dedim. 'Aynaya bak aynaya' dedim…”
Evet, FETÖ darbe girişiminde ummadıkları gibi bu harekâtta da ummadıkları oldu. Trump bile fark etti: Mehmetçik, kahvaltıya gider gibi gidiyor…
15 Temmuz’da da birkaç gün beklediler. FETÖ’nün kazanacağını zannettiler. Demokrasi adına iki çift laf ile Türkiye’yi tebrik bile edemediler.
Aynı şaşırmışlık, burukluk ile Barış Pınarı Harekâtı için de bir hafta beklediler. “Sivil kayıpları” falan dediler. Dediler ama havan topları ile katledilen masumlardan, bebeklerden, çocuklardan hiç dem vurmadılar. “Ateşkes” için Cumhurbaşkanımızı her gün ararken bir geçmiş olsun demek akıllarına gelmedi.
ABD kalkmış bir de kibir ve şımarıklığın büyüsü ile Sayın Cumhurbaşkanı, ailesi ve bakanlarımız için vize yasağı koyuyor.
Türkiye ABD gibi 2.5 asırlık devlet değil. Size bir gün böyle bir muamele yapmaz. Ama devran döner, öyle bir ihtimal doğarsa işte aşağılamak nasıl olurmuş görürsünüz.
Dedi ya Sayın Erdoğan: Etme bulma dünyası bu…