Siyasî liderlerin battığı ya da yükseldiği yolundaki görüşler üzerinde kesin konuşmak zordur. Çünkü, sosyal ve siyasî mücadelelerin kendine özgü kuralları ve öngörülemeyen yönelişleri vardır. ‘Bitti’ sanılan nice liderlerin yeniden yükseliverdiği ve hattâ ‘kurtarıcı’ rolüne geldiği görülmemiş değildir. Bunların en ilginç örneklerinden birisi Napolyon’dur.
Napolyon, 220 yıl öncelerde iktidara geldi, sonra düşürüldü; yeniden geldi.. Sonra, bütün orta ve Kuzey Avrupa’yı geçip Moskova’ya kadar gitti; yenilgiye uğradı. Dönüşte yine düşürüldü, bir adaya sürgün edildi.. Sonra, o adadan kaçtı. Ama, kendisini yakalamaya gelen 100-150 bin kişilik bir ordunun başına geçip Paris’e yeniden ‘kurtarıcı’ olarak döndü! (Ki, o günlerdeki Paris gazetelerinin tutumu ibretliktir. İlk günlerde ‘Hain adadan kaçtı!.. Hain tepelenmek üzere!..’ diye başlık atan gazeteler, o ordunun, eski imparatorun emrine girmesi karşısında ne yazacaklarını şaşırdılar ve 20 gün boyunca bütün gazeteler, Napolyon’u yüceltmeye yönelik manşetler atmakta yarışa geçtiler. Son başlıklar ise daha bir müthişti: ‘Kurtarıcımız Paris varoşlarında!.’)
***Amerikan Başkanı Trump’un başı bugünlerde daha bir dertte.. Çünkü Başkanlık seçimlerinin yapımına sadece 3 ay kaldı ve ‘Fil’ sembolünü kullanan Cumhuriyetçi Parti ve onun adayı olan Trump, anketlerde, sembolü ‘Eşek’ olan Demokrat Parti’nin namzedi Joe Biden’ın epeyce gerisinde görünüyor.
Trump gidici gibi.. Ve, giderse; bu, hattâ siyahî bir Amerikan vatandaşının polis işkencesi altında öldürülmesiyle başlayan şiddet gösterilerinin Birleşik Devletler’in her yanında sosyal huzursuzluğu artırması da etkili olsa bile, büyük ihtimalle, ‘CoronaVirus’ salgını karşısındaki başarısızlığı sebebiyle olacaktır.
Evet, Trump giderse, bu, -bir Amerikan Başkanı’nı iktidardan devirmesi yüzünden tababet tarihinde- ‘CoronaVirus’ için de unutulmaz ve çok şaşaalı bir ‘Coronation’ olacaktır. (Bilindiği üzere, ‘Coronation’, latin dillerinde, kralların tâc giyme törenine verilen isimdir ve bu virüs de esasen, tâc’ı andıran bir görünümde olduğu için, o isimle anılmaktadır.)
***Hatırlayalım, ‘CoronaVirus’ salgını Çin’de ilk çıktığında ve hele de bu salgın İran’ı da vurmaya başladığında, Trump, bu salgını adetâ sempati ile karşılamıştı. Ama, sonunda, en büyük darbeyi Amerika yedi ve Trump yönetimi ve Amerikan Sağlık Sistemi, bu pandemik tıbbî-sosyal felâket karşısında çöktü.
O çöküş karşısında ise, Trump neler söylemedi ki.. ‘Mâdem ki, dezenfektanlar ‘coronavirus’u öldürüyor, hastalara dezenfektan şırınga edelim! / ‘Testleri çok yapmayalım, hastalık o yüzden yüksek görülüyor! / ‘Herkesin maske takmasına asla..’ gibi açıklamalardan sonra.. Geçen hafta bizzat ‘maske takması’ ve ayrıca, ‘Bu salgın sırasında seçim yapmanın sağlıklı sonuçlar vermiyeceğini’ söyleyerek seçimi erteleme niyetini zımnen ifade etmesi gibi zikzaklar..
***Evet, Trump’ı götürürse, bu salgın karşısındaki beceriksizliği götürecek.. Çünkü, 330 milyonluk (yani, Türkiye’nin 4 misli bir nüfusa sahib) bir B. Amerika’da, şu anda ‘Coronavirus’ yüzünden ölenlerin sayısı 160 bine dayanmış bulunuyor ve seçimlere kadar bu rakamın 200 bini bulacağı tahmin ediliyor.
Avrupa ülkelerinden İtalya, İspanya, İngiltere, ve Fransa gibi, nüfusları 45 ilâ 65 milyon arasında olan ülkelerde ise, bu salgından dolayı ölenlerin sayısı her bir ülkede ortalama olarak 30-35 bin civarında.. (Yaklaşık 85 milyon nüfuslu Türkiye’de ise, bu rakam, fiîlen, 5 bin 600’lerde..)
***Bütün bunlara rağmen, Trump hırçınlaşarak çırpınıyor.. Sosyal medya denilen iletişim kanallarının kitleleri aldattığından ve B. Amerika’da 80 milyon takipçisi olan ve Çin’e bağlı olduğu bilinen ‘Tik Tok’ isimli iletişim kanalının Amerikan kamuoyunu zehirlediğinden ve ‘Bu şirketi satın alamazlarsa kapatıp yasaklayacağı’ndan söz ediyor.
Trump’ın bütün bu olumsuzluklar karşısında tutunduğu ‘güvenli dal’ ise, kendisinin çok zekî olduğu iddiası.. Geçen hafta, ‘Karşımızda Putin, (Çin lideri) Şi Cinping ve Erdoğan misali zehir gibi zeki liderler var’ deyip, Biden’ın, ruhî problemlerinin olduğunu ve zeki de olmadığını iddia ederek, onun Amerika’yı bunlar karşısında nasıl yöneteceğini açıkça sözkonusu etti.
Bu gerekçelerin Trump’ı nereye götüreceği 3 ay sonra görülecektir.