Trollerin hileli algoritmaları da kullanarak ürettikleri sorunlar giderek büyüyor. Geçmişte birkaç kişinin yaptığı bu münasebetsiz davranışlar artık -Güney Afrikalı gazeteci Ferial Haffajee'nin veciz ifadesi ile- "...bir trol ordusu akılsızca şiddet kullanarak ilerliyor ve kimse onları durduramıyor..." aşamasına geldi.
Trollizm ile mücadele yasal altyapı gerektiriyor tespitinde bulunmuştuk, şimdi buradan devamla birtakım düzenlemelere değinip ülkemize dair önerilerimize yer vermek istiyorum bugün. Bu akıma karşı hukuki düzenlemeleri gündemine ilk alan ülke İngiltere, buradaki tartışmalar ve doğurduğu gelişmeler bu açıdan önemli...
İngiltere'de atılan adımlar...
Bu konuda İngiltere'de Online Safety Act 2023 başlıklı bir düzenleme var. Bu ifadeyi İnternet Güvenliği Yasası olarak çevirebiliriz sanırım. On iki bölümden oluşan yasanın bir kısmı bizdeki 5651 sayılı İnternet Kanunu (İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun) ile benzerlik göstermesine karşın, sahte hesaplar ve troller ile mücadele kapsamında ek tedbirler içermekte ve özellikle adli işlemler için muhatap bulunması konusundaki yaklaşım önem arz etmekte...
İngiltere'de, İletişim Yasası (Communications Act 2003) 2024 yılında değişti. Yürürlüğe giren düzenlemede "kamuya açık elektronik iletişim ağının uygunsuz kullanımı" (m.127) başlıklı bir düzenleme bulunuyor. Buna göre sosyal medya da dahil olmak üzere kamuya açık iletişim araçları marifetiyle ağır saldırgan veya uygunsuz, müstehcen veya tehdit edici nitelikte mesaj göndermenin yanında "bir başkasına sıkıntı, rahatsızlık veya gereksiz kaygı vermek amacıyla" gönderilen mesajlar da "bilerek yanlış bir bilgi göndermek" de suç... Para cezası ve altı aya kadar hapis cezası öngörülmüş... Bu konunun tamamlayıcı hükümlerinin Zararlı İletişimi Önleme Yasası (Malicious Communications Act 1988) ile düzenlendiği ve böylece "saldırgan ve endişe verici paylaşımların" ilk paylaşanın dışındakilerce de paylaşılması halinde suç işlemiş sayılacağının düzenlendiğini görüyoruz...
Türkiye ne yapmalıdır?
Birkaç yazı ile bir çerçeve sunmaya çalıştım. Yapılması gerekenler listesinde birçok husus var. Hatta bu konuda çalışanların daha faklı önerileri olacaktır, eminim. Önemli olan bu meseleyi tartışmaya açmak...
Türkiye'de öncelikle yapılması gereken husus sosyal medya şirketlerinin sorumluluk alanını çizmektir. Bunun için öncelikle firmaların, dezenformasyona hizmet eden uygulamalarının önüne set çekmek gerekiyor...
Sosyal medya alanında bir yasal düzenlemeye ve hatta bir kuruma ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Özellikle sahte (fake) hesapların, açılan aslında gündem olmayan "başlıkların" (tag) yayılmasının hukuka aykırılığını niteleyecek bir düzenlemeye gidilmesi gerekiyor.
Trol hesapların belirli algoritmalar kullanılması suretiyle bulunması mümkün aslında. Bunu sosyal medya şirketlerinin ölçmesi, yoğun biçimde aynı bilgisayar üzerinden yapılan saldırgan tavırları tespit edip paylaşımını azaltması veya görünürlüğüne kısıtlama getirmesi bir düzenleme altına alınabilir.
Bir başka husus ise "herkesin herkesle iletişime girebilmesi" sorunudur... Hiç tanımadığınız birinin saçma sapan ve yalan isnatlarına maruz kalmak için sosyal medyada var olmuyoruz. Bu açıdan yorumların silinebilmesi veya rahatsız edici içerik olarak işaretlenip sadece kullanıcının görebileceği bir biçime çevrilmesini sağlayan seçenekleri getirmek gerekiyor...
Tüm bunları ve fazlasını tartışabiliriz, itirazlar gelebilir de. Ama şu iki husus olmazsa olmaz:
Birincisi: Sosyal medya şirketlerinin konusu suç olan bir paylaşım nedeniyle, devletin talep ettiği bilgiyi vermemesi bir yaptırıma tabi tutulmalıdır. Yani sosyal medya şirketlerine özgü adli işbirliğinden kaçınma eylemini düzenleyen bir suç veya kabahat ihdas etmek gerekiyor. Yine ayrıca bu işbirliğine yanaşmaması sebebiyle ilgilinin talebi halinde sosyal medya şirketlerinden tazminat istenebileceğine dair bir kural elzem...
İkincisi: Tebligat sorununu çözen düzenlemeye duyulan ihtiyaçtır. Türkiye'de Türkçe yayın yapan bu firmaların şube kurmalarına bile gerek olmadan support veya help ile başlayan ve kullanıcılara yardım sunan e-posta hesaplarına yapılan Türkçe adli bildirimlerin tebligat yerine geçeceğinin düzenlenmesi gerekiyor ki yargılamalar akim kalmasın!
Bu düzenlemeler ile firmaların, troller konusunda işbirliğine daha yakın adımlar atacağını düşünüyorum.