Mustafa Denizli, Lazio'yu nasıl eleyeceklerinin masalını anlatırken, ben karşılaşmadan önceki yazımda "Denizli hayal satıyor" dedim. Lazio'nun turu geçtiğini belirttim. (Gazete arşivine bakılabilir) Türkiye'de spor yazarlarının böyle kritik maçlar öncesinde gerçekleri dile getirmesi zordur, hatta imkansızdır!..
Galatasaray'ın normal şartlarda Lazio'yu elemesi gerekir. Ancak bu gücü olmadığı da ortada. Maçtan sonra Mustafa Denizli'yi dinliyorum; suçlu topçular, suçlu yönetim..
Ne oluyor hocam! 4 ay önce bu takımın başına gelirken, tablonun böyle olduğunu bilmiyor muydun?
İşler kötü gitmeye başlayınca tribüne oynamaya başladın..Futbolcularına vurmaya başladın. Yok yüreklerini ortaya koymamışlar, yok çizgilerinin altındalarmış! Günaydın hocam! Şimdi mi gördün bu gerçekleri... Oysa sen göreve geldiğinde ben yine bu köşeden yazmıştım.. Bu takım yüreğini sahaya koymuyor, sahada dolaşıyor. Çünkü bu takımın fizik gücü yok, özgüvenleri sıfırlanmış diye..
Görünen köy kılavuz istemez.. Sen bu takımın başında olmamalısın artık.. Çünkü verecek bir şeyin yok! Kendine yardımcı antrenör bile seçmiyorsun. Artık 67 yaşındasın hocam.. Yanına genç, dinamik bir yardımcı almalısın.. Yoksa gelmek mi istemiyorlar ? Bu işi çözemedim doğrusu.. Dost acı söyler.. Geleceği çok önceden gördüm ve bunları söyledim. Beni başka yazanlarla karıştırma. Yoksa seni yazmayanlar grubu mu var? Sevenlerin, orada kalmanı isteyenler mi var?
Bak hocam.. Elden kaçan her hedef sonrası diğerini öne çıkardın.. Ancak artık elinde kala kala Ziraat Türkiye Kupası kaldı. Korsan teknik direktör gibisin... Milli takımı çalıştırmış bir hoca olarak bu duruma düşmeni istemem..
Galatasaray, Türkiye Kupası'ndan da elenirse yandı gülüm keten helva...
Düşünsenize... Dursun Özbek, yönetim, avukat Dupont, kulübün 1+1 yıllık cezasını 1 yıla indirmiş veya cezayı komple kaldırmış.. Ama Galatasaray, Avrupa kupalarına katılma hakkını elde edemiyor!
Yani bütün çabalar boşa gidiyor..
Bunları da düşündün mü hocam...