Beşiktaş çok adaylı bir genel kurul yaşayacak. Doğrusu da bu. Beşiktaş’a yakışan da bu. Yarışmacı bir ruhun, farklı proje ve yaklaşımların, demokratik bir mücadelenin genel kurul atmosferine hakim olması Beşiktaş’ın yararına. Tek adaylı seçimleri her zaman tehlikeli bulurum, yönetsel bir körlüğe açılan kapı olarak görürüm. Şimdi Fikret Orman yönetimi kendi doğrularını vurgulamak ölçüsünde, yanlışları üzerine de daha fazla düşünme fırsatı bulacaktır kanısındayım.
Önümüzdeki günlerde Fikret Orman ve Serdal Adalı’nın ekiplerini, projelerini, vizyonunu görme ve tartıya vurma şansını yakalayacağız. Belki aday sayısı artacaktır da. Benim önemsediğim şey, bu yarışma atmosferinde kimi yanlışlara doğru teşhisler konması. Örnekleyeyim: Aybaba İnönü’de son maçlardaki atmosfere bakarak “Keşke taraftar bize baştan inanıp böyle destek olsaydı” mealinde konuşmuştu hatırlarsanız. Eminim Orman yönetiminden pek çok ad da bu saptamaya katılmıştır.
Bence bu tutum yönetim ve teknik heyetle taraftar arasındaki kopukluğa çok iyi bir örnek oluşturuyor. Bir iletişim kazasına, taraftar duyarlığına yeteri kadar kulak verilmemesine işaret ediyor. Şimdi düşünüyorum, sezon başından beri Kapalı’ya yönelik fiyat politikasını kim bilir kaç kez eleştirdim, hatta bir yazıya “Kapalı niye pahalı?” başlığını attım. Hem taraftarın, hem benim gibi yorumcuların tepkisi hiçbir işe yaramamış demek ki. Kapalı’nın bu sezonki halini Aybaba’nın dile getirdiği türden bir gerekçeye bağlamak biraz gerçekdışı kaçmıyor mu? Yönetsel körlükten kastım bu.
Kapalı’ya yönelik fiyat politikasının ısrarla savunulması da aynı kapıya çıkar sonuçta: “Baştan doldursalardı ya tribünü” türünden naif bir bakışın değil, taraftar profilini değiştirme kaygısının dışavurumudur benim gözümde. Yeni statta localarla ortadan ikiye biçilecek bir tribünün sosyoekonomik yapısını değiştirmek, varolanı sürgüne göndermek, onun yerine pek özenilen rakiplerinkine benzer bir tablo tesis etmek çabasıdır. Beşiktaş’ı farklı kılan şeyi görmezden gelmektir.
Nereden çıkarıyorum yahu böyle konuları? Ne demeye gündeme getiriyorum? Sahi ya, seçim gündeminin önceliklerinde böyle konulara pek yer yoktur genelde! Ama benim Beşiktaş’ın farklı kalması gibi bir derdim var. Hem de bin dermana değişmeyeceğim bir dert.