Kanarya’da hemen her mevkide alternatif var. Alves, Bekir, Egemen ve Kadlec gibi dört stoper, Emre, Mehmet Topal, Meireles gibi orta saha kimde var? Sow ve Webo da hücumda Fener’e yeter.
FENERBAHÇE ligi, ilk yarısı itibariyle zirvede bitirdi. Yalnız şu bir gerçek ki, Fenerbahçe bazı maçları o kadar çağdışı bir futbol sergileyerek kazandı ki, sahadaki mücadeleyi izleyen taraftar grubu karaları bağlamaya başlamıştı. İlk yarıya şöyle bir baktığımızda Sarı-Lacivertli takımın iyi oynayarak kazandığı maçlar bir elin parmağını geçmez. Ama bu kadar kötümser tablo çizen Fener öyle ya da böyle zorlaya zorlaya zirveye oturdu.
Tek takviye Diego Ribas
Sarı-Lacivertli ekibin lige girdiği kadroya bakacak olursak geçen yılın şampiyon kadrosunu muhafaza etti. Bir tek Diego’yu transfer ederek sezona giriş yaptı. Her ne kadar bu oyuncudan istediği verimi alamasa da Kanarya’nın ikinci yarıya girerken transfere ihtiyacı yok görünüyor. Bir ihtimal Emenike giderse bile yerine oynayacak Sow ile Webo var. Yani alternatifleri bol olan bir Fenerbahçe.
M.Topal doğruyu buldu
Savunmanın göbeğinde Alves olsun, Bekir olsun, şimdilerdeki Egemen olsun, Kadlec olsun böylesine alternatifli bir savunma göbeği hangi takımda var? Biri sakatlansa ya da cezalı duruma düşse, yerine oynayabilecek başka oyuncular olduğundan bu mevkide transfere ihtiyaç yok.
Orta sahada ise Emre Belözoğlu, Mehmet Topal, Meireles. Bu üçü de uluslararası tecrübelere sahip olup, takıma dinamizm getiriyorlar. Yalnız daha önce benim takıntım olan Mehmet Topal’a bir parantez açayım. Ben savunmanın göbeğindeki futbolcuların dibinde oynamasını eleştirmiştim. Ön libero oynayan bu arkadaşımız, şimdi hücuma çıkarak takımın önde baskı kurmasına katkı sağlayarak son maçlarda gole de yakınlaşmasıyla benden olumlu not almış oldu.
Kuyt’ta düşüş
Gelelim Kuyt’a. Bu futbolcu takım oyuncusu olarak çok iyi niyetli, sahada basmadık yer bırakmıyor. Ama eskiye göre çok yeterli gözükmüyor. Bazen çok savruk, bazen ayağındaki topla kavga eder gibi mücadelenin içine giriyor. Çok koşup, az üretiyor, onun için de eleştiriliyor. Maçlarda çok iyi oynadığı, takıma katkı sağladığı skora etki ettiği az görüntü verdi. Ama yine de bu kadroda vazeçilmez oyuncu.
Webo ve Sow... Olağanüstü golcü yeteneklerine sahip ama top kontrolleri zayıf. Emenike yoksa Sow var. O da olmadı Webo var. Onun yokluğunu öyle ya da böyle aratmazlar. Kartal da son maçlarda Sow’u Emenike’nin yerine görevlendirdi. Bu futbolcu pozisyona giriş zenginliğine sahip ama çok gol kaçırıyor. Eski kimliğine kavuşursa takıma çok katkı sağlar.
Kırılma maçı G.Birliği
Fener’in ilk yarıda iki maç kaybı var. İlk beklenmedik yenilgiyi Akhisar karşısında aldı. O kadar kötü futbol sergiledi ki kazanması mucizelere kalmıştı. Ardından Galatasaray yenilgisiyle karşılaştı. Galatasaray maçında ilk 45’te çok iyi futbol sergiledi ama maç sonucunda boyun eğmek zorunda kaldı.
Bu maçtan sonraki G.Birliği karşılaşması bana göre ilk yarıda Fenerbahçe’nin kırılma maçıydı. Kanarya gerçekten çok kötü bir futbol ortaya koydu. Bu performans ne seyredenlerde, ne yazar çizer grubunda, ne de eleştirmenlerce hiç de hoş karşılanmadı. Bu kötü futbol sonrası bu maç da kaybedilseydi, Fener için kara bir tablo ortaya çıkabilirdi. Ama kötü futbolla alınan 3 puan takımı ayakta tuttu.
Saracoğlu’nun tılsımı
Fener’in iç sahada da bu kadar kötü oynayıp maç kazanıyor olmasını, Saracoğlu’nun tılsımına bağlıyorum. 32 maçtır yenilmezliği devam ediyor. Kolay bir başarı değil. Son iki haftada Mersin İY ve Başakşehir karşısında farklı ve iyiye yakın bir Fenerbahçe izledik. Fener bu performansı ikinci yarıda da göstermeli ki hedefine ulaşsın.
Lider yaptıysa ipi de göğüsler
Kartal, F.Bahçe’deki ilk sezonunda futbolcularına verdiği destekle dikkat çekti. İlk devrede zirvede yer alan takım, sezonu mutlu sonla da bitirebilir.
YANAL’IN şampiyon takım bırakmasından sonra göreve gelen İsmail Kartal’ın performansı merakla bekleniyordu. İlk yarıda gördüğümüz Kartal, futbolcularına her maç sonrasında, iyi ya da kötü oynasın hep destek verdi. Onları olağanüstü güven verici sözlerle motive etmeye çalıştı. Zaman zaman maçlar sonrasındaki açıklamaları birbirine benzer nitelikte olsa bile sonuç olarak biz eleştirmenler lig karnesine baktığımızda belki biraz sınıfta kaldık. Ama İsmail Kartal ne kadar eleştirilirse eleştirilsin “Ben sonuca bakarım” dedi ve de ligin ilk yarısını iyiye yakın görüntüyle bitirerek sınıfı geçecek bir karne aldı. Hedefi de tutturmuş oldu. İsmail Kartal ligin ilk yarısını nasıl lider bitirdiyse, sonucunda da şampiyon olmalıdır diye düşünüyorum. Çünkü kadrosu zengin. İyi futbolculara sahip. Yağ, un, şeker var. Helvayı da Kartal yapacak.
Ya düzelir ya da gider
EMENİKE ilk yarı sonunda Fenerbahçe’nin en sorunlu futbolcusu olarak öne çıktı.Kendi kişisel yapısına göre huysuz, takım içinde huzursuzluk yaratan, oynasa bir türlü, oynamasa bir türlü devamlı tepkili bir oyuncu. Kime karşı bu tepkiler; takım arkadaşlarına mı, yoksa hocası İsmail Kartal’a mı? Sanki bu takımdan gitmek ister gibi bir hali var. Halbuki ne kadar istekli gelmişti Fenerbahçe’ye. Üstelik geçen sezonun şampiyonu Fenerbahçe’ye katkı da sağlamıştı. Ama şimdi eskiyi mumla aratan oldu. Yetmedi kendine yer beğendirmek için “ben kanatlarda oynarsam başarı grafiğim aşağı iner” dedi. İyi güzel de zaten kenarlarda fazla oynayan bir oyuncu değil. Hücum bölgesinin göbeğinde oynuyor. Eski tabirle santrfor. Daha ne istiyor ki?.. Sanki gitmek istiyor. Takımına zarar vermeye başladı. O da devre arasında kafa yapısını değiştirmezse, o zaman ben Fenerbahçe yönetiminin yerinde olsam bu futbolcudan vazgeçerim.
Diego Ribas formayı kendi almak zorunda
İLK yarı sonunda baktığımızda Diego beklentileri karşılayamadı ve fazla şans bulamadı. Bu İsmail Kartal’ın suçu değil. Diego belki büyük bir star, çok önemli kulüplerde daha önce oynamış. Ama bunlar geçmişte kaldı. Bugün Fenerbahçe’de sürekli oynayamıyorsa bu bekleneni veremediği içindir. Umarım ki devre arası aklını başına alır, çalışır ve formayı kapar. Çünkü çok para verilerek kadroya katılan böyle bir yıldız oynamalı. Ama bu haliyle Kartal, ismi var, cismi yok bir oyuncuya nasıl güvensin...
Alper’in ışığı ortaya çıktı
Kanarya’da bu sezon Alper Potuk’a ayrı bir paragraf açmak isterim. Bu futbolcu, geçmişte orta sahada oynadığı zaman kişisel becerisini üst düzeye çıkaramamıştı. Ama ne zaman ki İsmail hoca tarafından sol tarafa çekildi, işte o zaman Alper Potuk hem iyi futbol sergileyen, hem de takıma çok katkı sağlayan oldu. Son İstanbul Başakşehirspor karşısında iyi futbolunu atmış olduğu şık golle de taçlandırdı. Bu kadar etkili oynamaya başladığı için Kartal’ı, onu bu mevkide görevlendirmesinden ötürü ayrıca kutluyorum.
Atak çoksa, penaltı çok
Ne Fenerbahçe’nin, ne de Fener gibi gibi üst düzey bir başka takımın, hakem hatalarına sığınmasını asla hoş karşılamam. Dünyada her hakem hatalı müsabakalar yönetir. Eğer sen iyi takımsan, yıldız futbolculara sahipsen, hakem hatalarına sığınma hakkına sahip değilsin. Şimdi tartışılan bir olay var. Fenerbahçe çok penaltı kazanıyormuş... Eğer fazla hücum ağırlıklı oynuyorsan, gol pozisyonlarını da fazla yakalıyorsan penaltı kazanma şansın da artılara çıkar. Bu kadar basit ve net.
Yıldırım en büyük şans
Fenerbahçe’nin en büyük şanslarından birisi de bana göre Kulüp Başkanı Aziz Yıldırım ve Yönetim Kurulu... Özellikle Aziz Yıldırım en kötü şartlarda bile hem Teknik Direktör İsmail Kartal’a hem de futbolcu grubuna olağanüstü destek veriyor. Onlara güvendiğini söylüyor ve teknik heyetiyle futbolcularını bu şekilde motive ediyor. Onun için Fenerbahçe’de başta Aziz Yıldırım ve yönetimin takımına güveni ve bundan kaynaklanan desteğinin devam etmesi çok önemli. Yönetimin bu tarzına olumlu gözle bakıyorum.