İZMİR’de tramvay yolunda namaz kılma hadisesini değerlendiren Ahmet Hakan, iki şık koymuş yazısının ilgili bölümüne.. Mustafa Ceceli’nin evliliğine bile 8-10 maddeden aşağı analiz yapmayan Ahmet Hakan için bu konu iki şıkta paketlenmiş yollanmış.. Diyor ki; “..Yeryüzü mescit kılınmıştır. Namaz sadece camide kılınmaz…” Ve, “..Yeryüzü mescit kılındı diye de olur olmaz her yerde namaza durulmaz…” Bu kadar.. Bence bir iki madde daha ister.. Mesela, vakti kaçırmak üzere olan bir adam son saniye bulduğu ilk yerde namaza durduysa yine de kızalım mı?.. Ya da bu adam bir provokatörse ve bilindik Ramazan numaralarından birine sahne zemini oluşturmuşsa yine de sevelim mi?.. Ne acı, hiçbir şeye olduğu gibi bakamamak..
Haluk Levent’ten büyük jest
Rock’çı Haluk Levent twitter’daki bir takipçisinin mezuniyet balosu davetine gitti, sosyal medya yıkıldı.. İnanılmaz sempatik bir tavır değil mi?.. İletişim böyle bir şey. İnsan ilişkisi böyle bir şey.. Bravo.. Hasta çocukların hayallerini yerine getirmek için çalışan gönüllü gruplar var.. “Leyla’dan Sonra” mesela bunlardan biri.. Takip ediyorum.. Bazı kibirli şarkıcı tayfasına twitter’dan yalvarıyorlar şu çocukları hastanede ziyarete gidin diye. Adamlar tenezzül edip cevap bile vermiyor.. Oysa bu tip aktiviteler besler sizi.. Tazeler.. Neyse…Günün anlam ve önemine binaen Haluk Levent’ten ‘Elfida’yı dinleyin.. Sonra arayıp bulup hikayesini okuyun..
'Kerhane' dememiş 'kerana' demiş!
TGRT’nin hocası Osman Ünlü, “çocukları camiden uzak tutun” temalı TV söyleşisinde, izleyenleri irite eden bir söz sarf etti.. “Çocuklara camide oyun alanı ayırmak, camiyi kerhane haline getirmektir” dedi..Ortalık karışınca ekibi bir izahat yaptı..“Genelev” anlamına gelen “Kerhane” değilmiş meğer kullandığı kelime, “ahır” anlamına gelen 'kerana'ymış… Yani; “çocuklar gelirse camiler geneleve değil ahıra döner” demek istemiş.. Böyle olunca size kabul edilebilir geliyor mu bu sözler.. Acaba kısa yoldan özür dileyip, en azından bu Ramazan biraz dinlenseydi daha doğru olmaz mıydı?.. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in çok kıymetli bir teklifi var.. “Büyüklere, çocukların önemini anlatacak kitaplar yazılmalı” diyor.. Bence geç bile kalındı..Eğer siz teravih kılarken arkada kıkırdayan çocuklar yoksa, gelecek kuşaklar için endişelenme vakti demektir..
MFÖ ile kendi kendine
MFÖ bir albüm daha yaptı.. Bundan yıllar yıllar evvel,“artık emekli olurlar” diyenlere inat, üretmeye devam ediyorlar.. Albümün ismi “Kendi Kendine”.. İlk kez akustik kayıtla, aranjörsüz bir albüm yaptı MFÖ... Kayıtlar Fuat Güner’in evinde yapıldı.. Alışılagelmiş MFÖ sound’unu elbette duyuyorsunuz ama o mekaniklikten uzak gerçek müzik tınısıyla.. Bence muazzam.. Şarklar tanıdık.. Mesela albümün favori slow’u“Neden bana aşk şarkısı yazan çıkmaz?”, ‘Pek Yakında’ filminin müziğiydi.. Zaman zaman açar dinlerim.. Ruh halime göre yani.. Ama bu yazın teması “Acıyı Bal Eyledik” olacak.. Hasan Hüseyin Korkmazgil’in ağlatan dizeleri.. “..Kör olasın demiyorum, kör olma da gör beni..” derken Selda Bağcan nasıl da titretirdi yüreğimizi.. Rahmi Saltuk’un müziğine biraz Mazhar Alanson eli değmiş.. Elbette, tam türkü gibi değil MFÖ’den dinleyeceğiniz versiyonu.. Vaktiyle Mazhar Alanson solo performansında da beğeniye sunmuştu.. Tekke müziğini çağrıştıran bir düzenlemesi var.. Bence mükemmel..