Maç stresli ve gergin başladı. Trabzonspor kendi evinde Galatasaray karşısında kazanmak zorunda olduğu bir maça çıktı. Kornerden gelen bir topu Okay kale dibinden kafa şutuyla kaçırdığı golle, ardından bir kez daha Trabzonspor Mustafa Akbaş ile ikinci Trabzon golünü kaçıran oldu. Galatasaray’ın Feghouli ile sağ kanatdan geliştirdiği akınlar sonuçsuz kaldı. Trabzon ilk yarıda ortaya koyduğu futbolla daha baskılı ve daha fazla pozisyonlara giren taraftı. Maçın ilk yarısında, Olcay’la Feghouli, gereksiz kırmızı kartlarla takımlarını 10 kişi bıraktı. Yusuf’un istekli ve arzulu futbolunu beğendim. Girmiş oldukları iki gol pozisyonunu da değerlendirmiş olsalardı Trabzon rahatlayacak ve futbolunu daha da olgun bir şekle getirecekti.
2. yarı başında N’Doye Trabzon golünü atarken, Galatasaray savunmasının sanki eli kolu bağlı kaldı. Galatasaray golcüsü Gomis bekleneni veremeyince, ikinci yarı başında Tudor tarafından oyundan alınan oldu. Yusuf Yazıcı’nın süper güzellikteki ikinci Trabzon golü ortaya koyduğu futbolu taçlandırmış oldu. Rodrigues’in golü ise Aslan’ı ümitlendirdi ama lider çok geç kalmıştı. Trabzon takım savunmasına olağanüstü özen göstererek çok da iyi kontraataklara çıkandı. Galatasaray takım olarak ise düşüşe geçtiği gibi Trabzonspor karşısında da sergilemiş olduğu futbolla çakılan oldu.
Trabzonspor, Galatasaray karşısında kazanmış olduğu bu galibiyetle ilerisi için ümit vaat etti. Rıza Çalımbay sadece işini iyi yapmaya çalışan, tevazu sahibi ama onurundan ve gururundan asla taviz vermeyen örnek ve iyi bir futbol adamıdır. Kendisini kutluyorum. Bu galibiyet Trabzonspor’un diriliş öyküsüdür.