Trabzonspor’da her şey kötüye gitmiyor. Bunca kötü şey arasında iyiye giden şeyler de var. Giray Bulak ile başlayan transfer komitesi revizyonu ile transfer yapma anlayışındaki değişiklik, her sezon sonu Trabzonspor camiasında, tartışılan transfer yanlışlarına son vereceğe benziyor.
Videoton maçlarına yetişmeyen Janko ve Emerson transferlerini ve ondan önce gerçekleştirilen transferleri takıma direkt katkı sağlayacak yerlere alınmış doğru isimler olarak görüyorum. Yerel medyaya duyurulmadan, Mithat Halis’e teslim olmadan yapılan transferlere kulp bulmaya çalışan ağızlar, oynanan hazırlık maçlarında ağızlarının payını aldılar. Trabzonspor’da işlerin yolunda gittiğini gösteren tek emare, yapılan transferler değil elbet. Transferler kadar transferde adı geçen futbolcular bile Trabzonspor’da artık sürecin bilinçli eller tarafından yönetildiğini gösteriyor.
Giray Bulak’ın iş başına gelmesinin ardından transferlere başka bir ekip yön vereceğe benziyor. Bulak ve kurmaya çalıştığı bilimsel metotlarla çalışan ekip, alınacak futbolcuları dünyada uygulanan ‘scout sistemi’ ile izliyor. Artık kimse Trabzonspor Başkanı’na ve hocasına izlediği futbolcu ile ilgili bir ‘A 4 kağıda’ kargacık burgacık yazı ile “Bu uşaktan bizum Faroz’da çok var” diyemeyecek. Buradaki kritik konu, yeni sistemde ısrarcı olunup yönetimler değişse bile bu anlayışın asla terk edilmemesidir. Giray Bulak’ın, bir kısmını benim de tanıdığım, yeni nesil Trabzonsporlu genç beyinlerden fazlasıyla verim alacağından adım gibi eminim. Bu yeni model, en çok transfer konularında eleştiri alan Şenol Güneş’in elini rahatlatacak. Şenol Güneş bu yeni transfer modeli ile yeni Şotalar’ı en uygun şartlarda kadroya dahil edebilecek. Bakarsınız bu sayede Trabzonspor “İkiz futbolcu alma hastalığı”ndan da kurtulur! Ne dersiniz?
Güneş’i özlemek
Spor yorumcusu Mehmet Demirkol, Estonya maçı sonrası Milli Takım’da kaptanlık da yapan Emre B. isimli hırçın futbolcunun artık alışılagelen demecinden ve Selçuk İnan üzerinden yaratılan “Hoca”tartışmasından oldukça rahatsızlık duymuş. Demirkol demecinde “Saha kenarında garip şovlar, korkunç kavgalar yapan Terim’in sergilediklerini, temsil ettiklerini değil, İlhan’ın golünden sonra küçük bir çocuk gibi zıplayarak sahaya koşan Şenol Güneş’in anlattıklarını seviyorum. Varsın vizyonu, misyonu olsun ve karizması olmasın. Ve ona yaptığım bir haksızlık varsa bir kez daha özür diliyorum”demiş. Demirkol’un özür dileyen bu cümleleri söyleme cesaretine alkış tutarken, cümle içinde barınan bir başka yanlış okuma hastalığına da dikkat çekmeden edemeyeceğim.
Demirkol’un cümlelerinde ifade edilen “Şenol Güneş’in çocuk sevincini özleme” ifadesi aslında Türk futbolunu Trabzonsporsuz okuma yanlışlığının da bir itirafıdır. Bu inkar politikası o kadar legalleştirilmiştir ki, Trabzon’da iyi olan şeyler değil, kaos ve kavga manşet yapılır, sürekli kaos olduğu havası estirilir. O kadar legalleştirilmiştir ki, aday olunan Avrupa Futbol Şampiyonası’nın oynanacağı illere Konya’yı dahil edip Trabzon dahil edilmezken kimselerin sesi çıkmaz. Bundan dolayı şikeye karşı çıkmak yerine taraftarı olduğu takımı aklamak için şikesiz 82 puan alan (mahkeme kararı ile) takıma bu nefret söyleminden hareketle “Ama Trabzon’da şike yaptı”derken vicdanları sızlamaz. Ama bu isimlere sorsan gazetecilikteki idolü İslam Çupi’den başkası değildir. Oysaki vakti zamanında bu tipleri Baba-ı Ali’de odun niyetinde kilo ile satsalar on para bile etmezdi. “Güneş’i özledim” diyen dil, yazan kalem Trabzonspor’u özledim diyemez. Diyebilen veya yazabilenler arasında tanıdığım bildiğim Demirkol yine de geçer not alacak ender adamlardandır. İşte 250 binlik küçük bir Anadolu şehrinin şike ile şampiyonluğu çalınıp takım ve şehir linç edilirken de bir iki vicdan sahibinin sesinin çıkmamasının gerçek nedeni budur. O zaman sesi çıkmayanlar şimdilerde Şenol Güneş’i Trabzonspor’dan ayırarak vicdanını rahatlatmaktan başka bir şey yapamazlar.
Türk futbolunu Trabzonsporsuz, Trabzonspor’u ise Şenol Güneş’siz okumaya çalışmak sirke, limon, yağ, tuz olmadan salata yapmaya benzer. Zorlayarak bu yemeğe bir isim bulmak isterseniz ben size yardımcı olamam ama Erman Toroğlu’na başvurun o size “Uygun” bir isim bulur.