Yağ satarım, bal satarım. Ustam ölmüş, ben satarım tadında yürüyor bizim Trabzon’da işler. Sakın yanlış anlaşılmasın bu yıla ait değil bu durum. Trabzonspor’da yıllardır böyle avare kasnak şeklinde yapılır transferler. Bu seneki transferlerde ise ilginç ve bir o kadar da tehlikeli işler yapılıyor. Küme düşen takımlardan veya 2.lig takımlarından alınan topçularla “Ya tutarsa” oynanıyor. Para olmadığından, elde para eden ne varsa çıkartılıp para var huzur var, Messi’yi de alırız, Gomis’i de tafrası satılıyor. Oysaki cümle alem Trabzonspor’un parasının olmadığını biliyor. Menajer Bayram Tutumlu geçen akşam Tv’de TS ile ilgili bir soruya cevap verirken aynen şöyle diyor “TS Başkanı benim arkadaşım. Ama paraları yok. O nedenle transfer yapamazlar”
Bayram Tutumlu’nun bildiğini Trabzonspor’un taraftarı bilmiyor. Ya da biliyorsa umurunda değil. Her iki durumda gerçekten de vahim. Adam al da nerden alırsan al, para bul da ne kadar borçlanırsan borçlan mantığı ile bugünlere gelinmedi mi? Daha kaç kayaya başımızı vurarak öğreneceğiz futbol dünyasının acı gerçeklerini? Kaç yönetim gidip kaç yönetim gelecek aklımızı başımıza almamız için? TS’un şimdiki Başkanı, küme düşen takımın iki oyuncusuna verilen parayı fazla bulanlara “Biz onların ağabeyiyiz. Onlarla pazarlık yapmak bize yakışmaz” diyerek ağalık taslıyor. Oysaki TS’un bir kuruşunun hesabının yapılması üzerinden aylardır dem vuran yine bu Başkan değil mi?
Şimdi herkes “TS’un parası yok da ne yapacak” sorusunu soruyor. Ben olacağı size söyleyeyim. Maliyeti yüksek olmamak kaydı ile bir veya iki yabancı oyuncu alınacak. Kalan paranın tamamı sır gibi saklanan! Hoca transferine yani Halilhodzic’e verilecek. Vahid Hoca’dan ise çelişkili mesajlar geliyor. Dünya Kupası’nın ardından söylediği ifade edilen “TS’a bir sözüm vardı ama başka büyük sermayeli takımlardan da teklif var. O nedenle kararsızım” açıklaması mideleri bulandırdı. Henüz yalanlanmayan bu açıklama bize “Vahid Hoca pazarlık yaparak fiyatını yükseltmek istiyor” algısı yarattı.
İyi de biz Vahid Hoca ile çalışmak zorunda mıyız diyenlere Dilber Ay’ın “Zorunda mıyım” şarkısı eşliğinde bir bardak soğuk su içmelerini öneriyorum. TS’un şimdiki Başkanının ve CEO’sunun tanıdığı yegane yabancı teknik adam Halilhodzic olunca, Başkan ve CEO’ya da O’nun isteyeceği her şeye razı olmak düşüyor. Diğer yöneticiler bu konu da ne mi der? Siz, amatöre kümede bir kulübe üye dahi olamayacak kişilerin TS gibi bir markada tesadüfen yönetici olmanın karşılığında hangi değerlerinden taviz verebileceklerini hiç düşündünüz mü?
İyi o zaman düşünmeye başlasanız iyi olur...