Trabzonspor Kulübü geçen hafta oldukça cesur ve iddialı bir çıkışla Fenerbahçe maçı öncesinde malumu ilan ederek “2010-2011 Yılı Şampiyonu Trabzonspor’dur” dedi.
TFF’nin ve onun güdümündeki kurullarının verdiği “Şike sahaya yansımamıştır” kararına rağmen Trabzonspor’un şampiyon olduğunu T.C. mahkemelerinin şike zanlılarına verdiği ceza ile tescillemesi, bir milat olarak kayda geçti.
Trabzonspor Kulübü resmi sitesinden 2010-2011 yılı şampiyonu olduğunu ilan ederek bilgileri bu şekilde revize edince, başını kuma gömerek “spor konuşalım, şike konuşmayalım” papağan tekerlemesi ile yayıncılık yapan İstanbul yerel yorumcuları türedi ekranlarda. Necip İstanbul basını daha bu olayın şokunu atlatamamış iken Trabzon merkezli yayın yapan Günebakış Gazetesi 26 Eylül’de kuşe kağıda basılı şampiyon takımın posterini vereceğini duyurunca taraftar neredeyse hamur halindeyken gazeteyi tüketti. Gelen taleplerle başa çıkamayan gazete ise çareyi Cumartesi günü posteri yeniden dağıtmakta buldu.
Bu iki basit olay bile haksızlığa uğramış ama bunu içine atmış bir şehrin nasıl dolduğunun, nasıl da hakkı teslim edilirse normale döneceğinin bir göstergesi iken gelinen durumu ortamı germek olarak yorumlamak empati yapmamak kesinlikle art niyet taşıyan bir durumu ortaya koymaktadır. Zira şampiyonluğu çalındığı mahkemece tespit edildiği halde Trabzonspor taraftarının kahir ekseriyeti FB taraftarlarının aksine adalete, polise ve TFF dahil kendisine söz veren her kuruma inanmış ve kanunlar çerçevesinde hareket etmiştir.
TFF ve onun yandaşları açısından çalıyı dolanarak, hak hukuk tanımayarak, yanlış ve eksik tercümelerin arkasına sığınarak gidilebilen deniz tükenmiştir. Bu saatten sonra ilgililerin ülkeyi daha büyük zarara ve itibar kaybına uğratmadan işin gereğini yapmaları kendilerinden beklenmektedir. Kanunen suç işledikleri ve görevlerini ihmal ettikleri açıkça ortada olan TFF ve ilgili kurulları bu ilahi kaderden kurtulamayacaklar.
Aslında Günebakış Gazetesi’nin 2010- 2011 yılı şampiyonu Trabzonspor posterini dağıttığı gün Trabzon Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu’nun yerelde epeyce ses getiren ama ulusalda pek itibar görmeyen ilginç bir çıkışı daha oldu. Trabzon Belediye Başkanı, basın mensupları ile yaptığı toplantıda kendisine şampiyonluk ilanı ile ilgili sorulan bir soruya “73 milyon insan, 2010- 2011 sezonunda Trabzonspor’un şampiyon olduğunu biliyor. Belediye olarak hukuki durumuna da bakarak biz de resmi web sayfamızdan bunu duyuracağız” diyerek bu malumun ilanına destek verdi.
Şimdi Trabzon’da herkesin ortak sorduğu esaslı soru şu: “Madem şampiyon olduk; o kadroya şampiyonluk primlerini ne zaman dağıtacaksınız?”
Şayet prim dağıtılırsa şampiyon kadrodan ayrılan Jaja, Engin, Egemen, Selçuk, Burak başta olmak üzere tüm ayrılanlar da bundan hakkını alacak mı ve bu ilginç bir durum olmayacak mı? Gerçekten de bu ilginç soruları sormadan edemiyor insan.
Dün bu konuda sohbet ettiğimiz nüktedan bir sevgili dostum bana “O değil de kulüp bu primin dağıtılacağını ilan ederse ilk olarak ATM’leri Egemen Korkmaz mı ziyarete gider?” diye sordu.
Düşündüm cevap veremedim. Öyle ya, hem şampiyonluk yarışında seninle çekişen takıma transfer ol, oradan para al; sonra mahkeme şike yapıldığını tespit etsin, mahkeme böyle karar verince de dön eski takımından da paranı al! Almak Egemen’in hakkı mı? Vallahi de hakkı.
Hakkı da adama sormazlar mı? Böyle bir durumda şimdi aynı takımda oynadığın ve mahkemenin şike cezası verdiği camiada beraber ter döktüğün arkadaşlarının yüzüne nasıl bakarsın?
Yüz mü?
Halbuki Neşat Ertaş gibi “yüzü kızaran” bir adem daha göçtü bu dünyadan evvelsi gün...