Ligde bir takım şampiyonluğu neredeyse garantileyince böyle başlık atarlardı gazeteler. Çok büyük mucize olmaz ise genelde de öyle olur “Şampi...” kelimesi sezon sonu “Şampiyon”a tamamlanırdı. 22 transfer ile henüz transferin şampiyonu ünvanını almış olan Trabzonspor bakalım ligi de şampiyon bitirebilecek mi?
Mali fair play, sürdürülebilir borç gibi kriterleri zerre umursamayan ve yıllardır İstanbul takımlarının transferleri altında ezilen ve taraftarın kahır ekseriyetini oluşturan kesimi mutlu. Ağzı kulaklarına varan şekilde yapılan transferlerin tadını çıkartıyor. Sosyal medyada rakiplerini iğneleyen sözler ile kızdırıyorlar. Bu ruh hali Trabzon taraftarının özlediği bir durumdu şüphesiz ama Trabzonlular bu psikolojik üstünlüğü, harcadığı para ve yaptığı transferler ile değil yıllara dayalı elde ettiği başarılar ile sağlamıştı. Geçen çeyrek asırda taraftarını sadece bir şampiyonluk hediye edebilen kulüp (her ne kadar kupası müzesinde değilse de) moral üstünlüğü şimdilerde transferde arıyor.
Hoca gelmeden yapılan transferler ile ilgili yorum yapma gereğini duymuyorum. Herkes anladı ki o transferler söylendiği gibi hocaya sorularak yapılmadı. Avusturya kampından sonra yapılan transferler ve oluşturulan takım üzerine konuşacak olursak ihtiyaç olan mevkilere oyuncular alındı. İsim isim bakarsak Cezayirliler hariç hepsi çizgi üstü oyuncular ve Trabzonspor’a katkı sağlayacak isimler. O nedenledir ki bu kadro taraftara “Şampiyonluk gelir mi acaba” sorusunu sorduruyor. Bunu fark eden Vahid Hoca beklentiyi yüksek tutmamak için camianın ayaklarını yere basan açıklamalar yapıyor. Yapıyor ama taraftarın büyük kesimi bu gaz kesen açıklamaları yadırgıyor. “Takım yeni kuruldu o nedenle henüz oturmadı ve oturması için en az üç ay” lazım diyerek avans isteyen hocaya geçen hafta rakibi olan Kayseri Erciyes’in de kadrosunda 7 yeni oyuncu olduğunu ama hocasının camiadan 3-5 ay gibi bir zaman istemediğini hatırlatalım.
Fiyatı dışında Waris’in yerinde transfer olduğunu, yanında oynadığı arkadaşları Constant’ı çıldırtmazlarsa takıma en faydalı oyuncu olacağını, Cardozo’nun yedek kalabileceğini, forvette Waris ve Yatabare’nin tercih edileceğini, Medjani’ye yer açmak sakatlığı öne sürülerek Borceanu ve Turgut Doğan’ın gönderilmesinin yanlış olduğunu, Bosingwa’nın Avrupa maçlarında tercih edileceğini ama ligde yedek kalma ihtimali olduğunu notlarımıza ekleyelim. (Özer sakat ve Borceanu ondan önce sahalara dönecek)
“Şampiyonluğa oynayacak bir kadro kuramazsam bırakırım” diyen Başkan’a verip de tutmadığı sözleri hatırlatacak değiliz. Umarız takım şampiyonluğa oynar ve umarız Avni Aker’e sezonunda Şampiyon apoleti ile veda eder Trabzonspor. Bunu çok önemseyenlerdeniz. Yükselen muhalefetin sesini flaş transferler ile susturmayı deneyen ve bunu da kısmen başaran Başkan, açıkça “Bu modeli deneyelim” diye ısrar ediyor. Bu saatten sonra bize düşen bunca paralar harcanarak kurulan takımı desteklemek ve beklemektir. Beklerken de yanlış olduğunu düşündüğümüz şeyleri söylemektir.
Transferin şampiyonuna gerçek şampiyonluk da yakışır.