Kupa morallisi Trabzonspor, ilk yarının önemli kısmında oyuna hakim olmasına rağmen soyunma odasına 1-0 mağlup girdi. Trabzonspor’un ileri uç elemanları gol pozisyonlarını cömertçe harcadılar. Halbuki bulundukları konum daha dikkatli davranmayı ve pozisyonları gole çevirmeyi gerektiriyor. Ama onlar anladığım kadarıyla durumun farkında değiller.
Elazığspor ise savunma güvenliğini bırakmadan bulabileceği golle oyunu çevirme çabası içindeydi ve bunu da başardı. Sinan Kaloğlu, topa güzel vursa gol olmayacak, vuramadığı bir top gol oldu. Trabzonspor’un bu sezon yediği 3. aynı tipte gol oldu.
Celustka’nin ikinci sarı kartla oyun dışı kalması ikinci yarıya iyi başlayan Trabzonspor’un temposunu tamamen düşürdü. İşte futbol bundan sonra farklı bir duruma geldi.
Şenol hocanın kurmayları oyunu kurtarama adına yaptığı değişikliklerde inanılmaz hata yaptılar. Alanzinho’yu sol beke çekerek, ileride risk almak isteyen Şenol hoca, zaten dökülen savunmayı iyice bitirdi ve bunun karşılığında da hiç düşünmediği bir şekilde sahadan mağlup çıktı. Yılmaz hoca ise Trabzonspor’un bu yanlışını çok iyi avantaja dönüştürerek, önce takımını savunmaya çekti ve Trabzonspor savunmasının arkasına attığı uzun paslarla ki özellikle Alanzinho’nun oynadığı sol bek tarafından Bordo-Mavililer’i farklı yenebilecek oyunu ortaya koydurtturdu.
Trabzonspor için bu maç bitti. Trabzonspor gibi bir camianın pozisyonu ne olursa olsun ne kadar baskı yerse yersin telaş etmesine hiç gerek yok. Doğru yerde, doğru hamleler yaparak, kupadaki iyi gidişi, ligde de kendi lehine çevirmeleri gerekir. Ama bu ligi lehine çevirebilmek için kafaların düzelmesi lazım. Teknik kadrodan, futbolcusuna kadar durumun ne kadar vahim olduğunu gözlemlemeleri gerekir.
Bizler için acı olan, oynayan futbolcuların en büyük hataları “Trabzonspor kümeye” diye bağırttıracak ve taraftarını dinletecek bir oyun oynamalarıdır. İyi oynamaları, kötü oynamaları kimsenin umrunda değil. Fakat bu formanın hakkını vermeleri gerekir.