Son gelişmeler karşısında AK Parti seçmeni daha motive olmuş, daha hırslanmış görünüyor.
Sanal medyadaki manipülasyonlar bir taraftan, Avrupa’daki hükümetlerin engellemeleri bir taraftan, dış müdahale ve yönlendirmeler bir taraftan seçmenin acayip kanına dokunuyor.
AK Parti şimdiye kadar büyük badireler atlatmış, büyük meydan okumalara ve saldırılara maruz kalmış, türlü entrika ve oyunlara muhatap olmuştur. İllegal yapıların ve terör örgütlerinin de desteklediği geniş kapsamlı ittifak girişimleri AK Parti’nin azmini kıramadığı gibi, içe dönük müdahaleler de partinin birlik ve bütünlüğünü bozamamıştır. AK Parti hep aynı heyecanla, motivasyonla, azim ve kararlılıkla yoluna devam etmiştir.
Aslında tüm bu olaylarda AK Parti yönetimi kadar vakarını, sağduyusunu, heyecan ve motivasyonunu koruyan, partinin dayandığı büyük kitle, yani seçmen tabakası olmuştur.
AK Parti’nin üzerine gelindikçe seçmen kitlesi daha da motive olmuş, daha büyük bir kararlılıkla sandığa gitmiştir.
Bugün de olan budur.
Siyasete dışarıdan yapılan her müdahale, her türlü engelleme, her türlü manipülasyon ters tepiyor. Sosyal medyadaki yönlendirmenin dünyanın farklı ülkelerinden organize edilmesi, FETÖ ve uşaklık ettiği küresel güçlerin rahat durmadığını gösteriyor.
Gizli servislerin bölgemizdeki birçok ülkede seçimlere ve siyasete müdahale ettiğini, farklı manipülasyonlarla tahrik ve teşvikler yaptığını biliyoruz.
Bu millet yabancı parmağı gördüğü anda yerli ve milli bir refleksle hareket eder.
Sandığa yansıyacak irade terör örgütlerinin, illegal yapıların, yabancı gizli servislerin, batılı fonların, sanal medya kampanyalarının değil milletin iradesi olacak.
Bunların topu bir araya gelse bir Anadolu insanının iradesine tekabül etmez.
Sorosvari batılı fonlar para musluklarını sivil toplum görünümlü yapılar üzerinden siyaseti tanzim etmek için açmış durumdalar.
Birçok Avrupalı siyasetçi ve devlet adamı AK Parti’nin kampanya yapmasına tavır alırken, rakiplerine tam destek sağlıyor.
Dört benzemez ittifakı da, son sosyal medya kampanyasında bir vücudun parçası olduklarını gösteren diğerleri de Erdoğan düşmanlığı üzerinden her yolu mubah, her desteği makbul görür haldeler.
Görünen o ki, bu kez sandık, yeni dönem siyasetini sil baştan tanzim edecek. Tüm siyasetini Erdoğan karşıtlığına bağlayanlar, Erdoğan’ın seçimi kazanmasıyla topyekün anlamsız hale gelecekler.
Çünkü varlık değil yokluk üzerine kurulan siyaset yok hükmündedir.
Kendi varlığına değil, başkasının yokluğuna endeksli siyasetten siyasi bir varlık ortaya çıkmaz.
Kendinin ne olduğunu değil, başkasının ne olmadığını anlatan siyasetçi bir siyaset inşa edemeyecek siyasetçidir.
Siyasetini bir politika-proje-vizyon inşasına değil, başkalarınınkini yıkıma odaklananlar, inşayı değil tahribi esas alanlar hiçbir zaman siyasi varlık kazanamayacak olanlardır.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın rakiplerinin tekabül ettiği siyasi anlam nedir? Bunlar nasıl bir vizyon ve politika ortaya koymaktadır?
Erdoğan’ın devrilmesini, eski sisteme dönülmesini, olandan geri gidilmesini öne süren; yapıcı değil yıkıcı olan bir tezin toplumda ne karşılığı olabilir?
Gerçek rekabet alternatif bir siyasi tasavvurla yapılabilir. Millet için umut verici olan geçmişe dönmek değil, geleceği inşa etmektir.
Bir yanda gelecek inşasıyla siyaset yapan Erdoğan var, diğer yanda mevcudu sonlandırıp geçmişe sürüklenmeyi siyaset zanneden rakipleri... Bu yüzden sonuç değişmez, Türkiye şahlanışa devam eder.