Tüm çöküşlerin ve devletlere yönelik baskıların esasını oluşturan yerel sorunların halledilmesi, giderek çözümü zorunlu bir durum haline geldi.
Özellikle Rusya eksenli coğrafyada, ülkeler ve bölgelerde değişim rüzgarı oluşmaz ise Orta Doğu geneline yaygınlaşan dağılım projelerinin yeni dalgasını buralarda da görme ihtimali artmakta.
Rusya'nın çevresini ve çemberini daraltma arzusu, büyük anlamda yeni dünyada yeni kurulan masanın üyelerini belirleme amacı gütmektedir.
Amerika'nın tek başına küresel güç olma ve bu gücü tek başına elinde tutma isteği sonucu, dünyanın güvenlik sorunlarını da beraberinde devreye soktu.
Lakin tüm her şeyin sorumlusu olarak Amerika'yı gösterirsek, esasında en büyük hatayı orada yaparız.
Çünkü ABD'nin esasen ülkeler üzerindeki kurgusu; ülkelerdeki insan hak ve özgürlükleri ve zenginliklerin adil paylaşımı gerçekleştirilmediği için mümkün olmakta.
Sorunlu meseleler ortadan kalmadığı sürece, Amerika'nın ülkelerde kendine ortak birilerini bulması, sadece ihanetle analiz edilemez.
Buna örnekleri sadece bir kaç ülkedeki duruma göz attığımızda görebilmekteyiz.
Suriye'de Esad, değişim ve dönüşümü zamanında kendisi dizayn edemediği veya etmek istemediği için, bugün büyük çöküşün şahitleriyiz.
Şimdi İran'a veya Rusya'ya yönelik hamleleri, sadece Rusya veya İran üzerine oynanacak oyunlar veya planlar olarak görmemek lazım. Çünkü esas nihai hedefe gitmeden önce, çevre ve çember doğru kullanılacaktır. İşte "Orta Asya, Merkezi Asya, Kafkasya neden giderek daha da önem arz edecek" sorusunu, o nedenle durmadan sormak zorundayız.
İnsan refaha ermedikçe, çocuğunu ve ailesinin basit sorunlarını çözemedikçe, sokakları hareketlendirmek o kadar kolay olmakta. Bunun tarihte çeşitli örnekleri vardır. Rusya devrimi ve İran'daki İslam devriminin nedenlerini gözden geçirdiğimizde, dışarıdan müdahalenin hangi etapta, kimler üzerinden ve hangi söylemlerle mümkün olduğunu görmek şimdi hele hiç zor değildir.
Anladık ki, hiçbir durumda dağıtarak ve yok ederek, son elde edilemez! Bu bölgelerdeki iktidarların, bu gerçeklerden dolayı özellikle Orta Asya ve Kafkasya'daki devletlerin, meselelere bu perspektiften bakmaları, yönetimlerin ise buna göre değişim ve dönüşüm yapmaları şarttır ve vazgeçilmezdir. Halkına doğru yol alamayanın, küresel güçlerin taraftarları ile ablukaya alınacağı kaçınılmazdır!