Cuma günüMGK ve hükümet önemli gündem maddeleriyle toplandı.
DünTBMM yine olağanüstü bir toplantı yaptı. Gündem Kuzey Irak ve terörle mücadele olduğunu bildiğimiz için toplantılardan çıkan sonuç bizim için sürpriz değildi.
Haftanın sürprizi İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın istifasıydı.
Üzüldüm ama siyaset tarihi böyle sürprizlerle dolu olduğu için şaşırmadım.
***
Topbaş 4 yıl Beyoğlu Belediye Başkanlığı 13 yıl Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptıktan sonra Cuma günü İstanbul halkından müsaade istediğini açıkladı!
İstanbul gibi bir dünya şehrinin başkanlığını süresi dolmadan bırakmak sıradan bir ayrılma olmasa gerek.
Lakin hemTopbaş’ın düzenlediği basın toplantısındaki rahatlığı, hem AK Parti İstanbul İl Başkanı’nın teşekkür mesajı hem de AK Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erol Kaya'nın değerlendirmesi bize sürpriz olsa da partinin buna hazır olduğunu gösteriyor.
***
Topbaş’ın görevi bırakırken verdiği mesaj AK Parti’nin neden iktidarda kalmayı hak ettiğini göstermesi açısından önemli.
Başkanlık görevini bıraktığını, darılmadığını, partisine bağlılığının ve cumhurbaşkanıyla taa yetmişli yıllarda başlayan yürüyüşünün devam ettiğini, buradan muhalefete ekmek çıkmayacağını açıklarken partisinin zarar görmemesine özen göstermesi siyaset dünyasında pek rastlanan bir durum değil.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığıbence on bakanlığa denk olan önemli bir görev. Böylesi bir görevi kendi rızasıyla bırakmak ve partisine darılmamak ciddi bir dava anlayışının ve sadakatin işaretidir.
Diğer partilerde kimi anlaşmazlıkların peşinden nasıl birbirlerine düştüklerini gördük/görüyoruz.
***
İBBgibi önemli bir görevi sürenin bitmesine bir buçuk yıl kala bırakmanın elbette ki çok önemli gerekçeleri var.
Topbaş partisi aleyhine kullanılmaması için bunları zikretmiyor. (İyi bildiğimiz bir mümin hakkında tecessüs de bize yakışmaz!) Emanet olarak gördüğü görevi emanetin devri olarak değerlendiriyor ve bu göreve kendisini layık gördüğü için partisine teşekkür ediyor.
İşte AK Parti’yi güçlü kılan da karizmatik liderliğin yanı sıra partideki bu sadakattir!
İstanbul, Topbaş gibi bir değerikaybetmiştir ama parti kaybetmemiştir.
Dolayısıyla birilerinin beklediği ve yazdığı gibi partide -başbakan değişirken olmadığı gibi şimdi de- deprem falan olmamıştır.
Topbaş, Türkiye’nin en önemli mevkilerinden birini kendi rızasıyla terk ederekmakam ve mevki düşkünü olmadığını, partisinin ve ülkesinin çıkarını öncelediğini de ispat ederek önemli bir örneklik sergilemiştir.
Ona da bu yakışırdı.