Beşiktaş topla çok ve istediği gibi oynuyor, sahaya hakim görünüyor, atak düzenlemekte bir sıkıntı yaşamıyor gibi görünse de; sanki bunun böyle olmasını isteyen ve hatta projeleyen bir Akhisar vardı gibi... Bunu sakince uyguladı ama, kendisi atağa kalkmak istediğinde sürekli kontra yedi... Futbolda en tehlikeli anlardan biri, hücuma kalktığında topu kaptırma zaafıdır. Evsahibi bu hataya sıkça düştü. İsmail’in Tolga’dan (onun hatasıyla) kaptığı topu; Gomez’e gol asisti olarak göndermesi, bunlardan biriydi.
Beşiktaş’ın 1-0 öne geçişinin bir kaç dakika sonrasında, Cüneyt Çakır kendi cezalanında düşen Alexis’e faul yapıldığını sandı ama; faulü yapmaya çalışan Alexis’in ta kendisiydi. Pozisyonun devam etmesi gerekirdi ki, o durumda beraberliğin tapu kaydı yapılırdı. Daha sonra durumu beraberliğe getiren penaltı pozisyonunda, Alexis’in kolları havadaydı ve bu yüzden doğal konumunda değildi. Karar doğruydu... Böylece, daha önce Akhisar’ın hakkının yendiği ilk pozisyonun diyeti de ödenmiş oldu.
***
İkinci yarı karşılıklı şok gollerle başladığında, durumun bir anda 2-2 gelmesi; Beşiktaş’ın o ana kadarki sakin/soğukkanlı/sorunsuz tavırlarına, şaşkınlık ve panik duygusu el koydu. Takımın ilk anlarda metabolizması bozuldu ama, çabuk toparlandı. Ama rakibinden bir kez daha tokat yeme riski ya da endişesiyle, kontrolü elden bırakmayan bir baskıyla oynamaya başladı. Kenardan Cenk Tosun ve Gökhan Töre desteği de geldi ama, öne geçmek için beklenen o an gelmiyordu. Akhisar can sıkıyordu. Buna bir de Tolga’nın büyük hatası eklenince, umutlar suya düştü.