Son dönem araştırmaları ortaya koyuyor ki, gençler ve tek başına yaşayan insanlar akşamlarını televizyondan çok bilgisayar başında geçirmeyi tercih ediyorlar. Bu akım ilk Amerika’da başladı ve kısa sürede bu geniş kitleye ulaşmak isteyen onlarca internet televizyonu kuruldu. Türkiye’ye de ulaşan bu dalgada en ciddi çalışmayı yapan hatta televizyon platformlarını da zorlayan bir Tivibu gerçeği var. Tivibu sadece bilgisayar başında olanların değil makul fiyata iyi filmler izlemek isteyenlerin ve çizgi film bolluğuyla gündüz saatlerinde çocukların da tercihi haline geldi. Akıllı bilgisayarların sayılarının katlanarak arttığını düşünecek olursak reklamverenler de bu mecranın değerini daha da anlayacaklardır. Televizyon üreticileri olduğu sürece bu iş çok hızlı gelişmez diye düşünenler olabilir ama kazın ayağı öyle değil. Samsung, LG ya da Arçelik, bugün televizyon üreten bir sürü marka bilgisayar piyasasının da büyük oyuncusu. İnsanların alışkanlıkları değiştikçe, aile bütçelerinin maliyet hesapları öne çıktıkça işler değişecek. Bir sır vereyim, Doğan Tv Ceo’su İrfan Şahin geleceği okuyan bir yönetici olarak sadece reytinglere değil dizi ve programların Kanal D’nin internet sitesinden ne kadar tık aldıklarına da bakıyor. Türkiye’de bu tarz yönetici sayısı maalesef çok değil ve görürsünüz birkaç yıla kadar bugün büyük bildiklerimizin çoğu bu piyasadan silinmiş olacaklar. İnanmayan, asla yıkılmaz denilen Sony ya da Nokia’nın durumuna baksın...
Flashback değil patinaj
Muhteşem Yüzyıl rüyaları bıraktı, patinaj için flashback silahına sarıldı. Dizilerde geçmiş canlandırmaları zaman zaman başvurulan yöntemlerden biridir. Çarşamba gecesi gördük ki Muhteşem Yüzyıl bunu bir teknik olarak değil bir süre uzatma aracı olarak kullanmaya başladı. Kanuni Sultan Süleyman haricinde diğer karakterlerin gençlik dönemleri başarılı olmuş ama ana karakter olmayınca diğerlerinin pek önemi kalmıyor. Türkiye’de diziler bu uzunlukta olduğu sürece anlamsız diyalog, bakış ve flashback’lere daha çok rastlarız...