Başbakanı İstanbul Büyükşehirdeki görevinden beri tanıyorum.
Gıllıgışıolmayan mütevazi aynı zamanda esprili fakat çağı yakalamış aksiyoner bir kişiliğe sahip. Meramını anlatırken kendini sıkmıyor, edebiyat yapmaya kalkmıyor, katıksız bir Anadolu insanı olarak konuşuyor.
Bu hafta başkanlık sistemine giden yolun müsebbibi CHP derken ilk kez duyduğum bir deyim kullandı.
Tilkinin fıstık çıkarması!
***
Başbakan, AK Parti Ana Kademe İlçe Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda anayasa değişikliğini değerlendirirken dedi ki, “Değişikliğin sebebi CHP'dir. O gün tilki fıstığı çıkarmasaydı, o gün 367 garabetini çıkarmasaydı bugün belki de bunlara ihtiyaç kalmazdı.”
Tilki fıstığını Erzincanlılara sordum çoğu bilemedi ama bazıları o kelimenin aslı mahalli lehçe ile ‘fıstik’tir dediler. Tilkinin kurnazlığından kinaye imiş.
***
Çok yerinde bir tespit.
2007 yılında AK Parti’ye cumhurbaşkanı seçtirmemek içinCHP kendince fıstik çıkardı. O dönemde ben de meclisteydim.
Vesayet sisteminin bir unsuru olduğu anlaşılan mütekait bir yargıç karar yeter sayısını toplantı yeter sayısı diye yorumlayınca CHP’ye gün doğdu. Hemen Anayasa Mahkemesi’ne koştu. Vesayete boyun eğmiş AYM üyeleri de iki gün içinde CHP’yi memnun edecek bir karar verdi.
Tabii sayımız 367’yi bulamadığı için seçime geçemedik ve cumhurbaşkanı seçemedik.
***
CHP kurnazlık yaparak, ‘ne yapalım AYM kararı’ demeye getiriyor, ama konuyu AYM’ye götüren, o oturumda meclise girmeyerek engelleyen kendisi idi. Kurnazlık yapmıştı!
O zaman bir kez daha anlaşıldı ki mecliste cumhurbaşkanı seçmek vesayetçilerin elindeymiş.
Cumhurbaşkanı üzerindeki bu vesayeti kaldırmak için hem toplantı yeter sayısını düzenleyen hem de cumhurbaşkanını halkın seçmesini öngören anayasa değişikliği yapıldı.
21 Ekim 2007’deki referandumda da yüzde 68.95 oy oranı ile kabul edildi.
***
2007seçimlerinde AK Parti rekor bir oyla tekrar iktidar olmasına rağmen vesayetçi çevreler AK Parti’ye karşı tavırlarını sürdürüyorlar ve partinin kapatılacağını fısıldıyorlardı.
Gerçekten de altı ay sonra AK Parti hakkında kapatma davası açıldı!
O davada siyaset yasağı istenen 11 kişiden biri de bu satırların yazarıydı.
Askeri kışlaların şehir dışına çıkarılmasınıistemem vesayetçileri rahatsız etmişti!
***
Cumhurbaşkanını halkın seçmesi maddesi görüşülürken CHP’li sözcüler konuşmalarında, sistem değişikliğine temas etmişler, fiili durum oluşacağını, sistemin yarı başkanlığa evrileceğini, yetki karmaşası yaşanacağını söylemişlerdi.
Böylece bu değişikliği de engelleyip kurnazlıklarını sürdürmeyi ve vesayetin devam etmesini hedeflemişlerdi.
ÇünküCHP kendisi hükümette olmasa da vesayet sistemi sayesinde fikirleri iktidarda olan bir partiydi!
Bu vesayet sistemi hem 2007 hem de 2010 referandumlarıyla büyük oranda ortadan kaldırılınca milli iradenin kefesi ağır basmaya başladı.
***
Evet, CHP 2007’de fıstik(!) çıkarmış ama milli irade karşısında kurnazlığı para etmemiştir.
CHP 2007’de meclise girseydi, cumhurbaşkanı seçilseydi, ne cumhurbaşkanlığı seçimi değişikliği gündeme gelirdi ne de o değişikliğin zaruri kıldığı başkanlık sistemine geçiş.
Evet bugün başkanlık sistemine geçiş bir zaruret halini aldıysa bunun en büyük sorumlusu CHP’dir.
Tuzak kurdu, tuzağa düştü.
Şimdi de ne yapacağını şaşırmış, rejim değişiyor gibi abuk sabuk gerekçelerle hamamın namusunu kurtarmaya çalışıyor.
Ve mekeruu!