Yeni internet yasası yine ‘yasak’ ve ‘sansür’ tepkileriyle karşılandı. ‘Yine’ diyorum, çünkü 2011’de çocukları pornografiden korumak amacıyla ailelere sunulan ‘güvenli internet’ seçeneği de aynı tepkilerle karşılanmıştı. Aradan 3 yıl geçti, 3 milyona yakın abone çocukları için ‘güvenli internet’ paketi aldı. Filtresiz internet bağlantısı da kısıtlanmadan kullanımda. Ve ‘sansür’ iddiası bir daha gündeme gelmedi!
Yeni yasanın ‘neyi nasıl sansürleyeceği, yasaklayacağı’na ilişkin madde madde yazılan eleştirilerin çoğu 2011’dekilerle aynı, yani bir geçerliliği yok. Tartışılabilecek iki madde var: Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın tek başına erişimi engelleme yetkisi ve internet trafiği kayıtlarının saklanması.
Özetleyelim;
Yasanın hedefi, ‘özel hayatın gizliliği ve kişilik haklarının korunmasını güçlendirmek ve uygulamadaki gecikmelerden kaynaklanan mağduriyetleri gidermek.’
Sistem şöyle işleyecek:
- İhlale maruz kalan kişi doğrudan mahkemeye başvurabilecek. Daha önce internet sitesine veya içerik sağlayıcısına başvurmak zorundaydı.
- Hakim, mağduriyeti engellemek için 24 saat içinde karar verecek. Bugüne kadar mahkemelerden ancak 6 günde karar çıkıyordu.
- Erişim Sağlayıcılar Birliği burada devreye girecek ve TİB’den gelen ‘erişim engelleme’ kararını en geç 4 saat içinde uygulayacak. Daha önce mahkeme kararları bile tam uygulanmıyordu.
- Sadece suç unsurunun (görüntü, fotoğraf v.b) linki kapatılacak. Daha önce tüm site kapatılıyordu.
- Hakkındaki görüntüye erişimi engelleten şikayetçi, 24 saat içinde mahkemeye başvuracak, mahkeme de 48 saat içinde karar verecek. Mahkeme ‘ihlal yok’ derse yayın erişime açılacak. Bu, bireyi koruma amaçlı hızlı müdahalenin kötüye kullanımını önleyecek bir düzenleme.
- TİB Başkanı’na verilen ‘anında engelleme’ yetkisi, sadece ‘özel hayatın gizliliğini ihlal’ durumunda geçerli; bunun dışında hiçbir konuda engelleme yetkisi yok. Yetkinin amacı, yargı süreci veya şikayete cevap sürecinde özel hayata ilişkin görüntünün internette yayılmasına engel olmak. Bu karar da 48 saatle sınırlı. Şikayetçi 24 saat içinde mahkemeye başvurmaz ve 48 saat içinde ‘özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğine’ dair karar getiremezse engelleme kalkacak. Ayrıca, ISS veya internet sitesi sahibi de karara itiraz edebilecek; mahkeme ‘özel hayatın gizliliğinin ihlali yok’ derse kapatılan link erişime açılacak. Yani TİB Başkanı’na sınırsız, süresiz bir kapatma yetkisi yok, aksine iki taraftan yargı kararına tabi. Benzetme yapılacaksa, savcıların gecikmesinde sakınca görülen hallerde bazı yetkileri kullanıp, ardından mahkeme kararı getirme zorunluluğuna benzetilebilir.
Özetle, daha önce özel hayatına ilişkin görüntüleri internette yayınlanan kişiye devlet ‘git hakkını mahkemede ara’ diyordu, şimdi önce kişinin haklarını korumaya alıyor, sonra internet sitesine ‘git hakkını mahkemede ara’ diyor.
- Erişim Sağlayıcılar Birliği de ‘hızlı uygulama’ amacıyla kuruluyor, 4 saat sınırı ve para cezası getiriliyor. Bugüne kadar İnternet Servis Sağlayıcı (İSS) şirketler, ‘özel hayatımın gizliliği, kişilik haklarım ihlal edildi’ diyen vatandaşa ya cevap vermiyor ya da mahkeme kararına rağmen erişimi engellemiyordu. (TBMM İnternet Araştırma Komisyonu raporu, 2012)
- Yasa hapis cezalarını para cezasına çevirerek, facebook, twitter gibi yabancı sitelerin ‘hapis cezası varsa bilgi vermem’ bahanesini de ortadan kaldırıyor, işbirliğine zorluyor.
- Eleştirilerden biri de, internette girilen sitelerin ve içeriğin kaydının tutulacağı. Girilen sitelerin trafik kaydı tutulacak, doğru; ancak AB’deki gibi 6 aydan 2 yıla kadar. İçerik bilgileri, yani yüklenen resim, video veya mesajın içeriği ise saklanmayacak.
Mesele bu.
Kimsenin, ‘kim kimin bel altı görüntüsünü çekmişse çekmiş, yayınlansın izleyelim’ diyeceğini düşünemiyorum; seçimlere yönelik ‘yeni kasetler çıkacak, fıstık gibi olacak’ beklentisi veya planı içinde olanlar dışında...