Uçuş “kaptanınız konuşuyor, dünya daha büyük, keşfetmeye hazır mısınız” anonsuyla başladı ve hamsili pilav, semaver çayı, mum ışığında bilmem kaç bin feet yükseklikte, romantik ve bir o kadar iddialı bir kurum felsefesi eşliğinde devam etti. İstanbul’dan direkt uçuşla, dünyanın öbür ucuna iniş yaptık. Bildiğiniz gibi, THY Mayıs 2012’de İstanbul-Los Angeles direkt uçuşu başlatmıştı. Şimdi de, THY’nin büyük ses getiren #kobevsmessi reklam kampanyasının devam filmi ve yeni motto/felsefesinin lansmanı için Los Angeles’tayız.
Dünyanın çeşitli yerlerinden renkli enstantanelerle Kobe ve Messi’nin ‘eğlenceli’ kapışmasının, ağırlıklı olarak ‘egzotik’ ikinci raunduna tanıklık ediyoruz. Efsanelerin uçak/uçuş deneyimleri, şimdi ‘keşif’ deneyimine ve kapışmasına dönüşüyor, ilk filmde, kendilerini bir dondurmaya satan çocuğu etkileme çabaları, şimdi ‘birebir’ kapışmalarına. THY’de de bu paralellik arz ediyor. Sürekli daha uzağa, daha farklıya gitmek isteyen, kendisiyle de eş zamanlı yarışan, rekabetçi ve ufkunu her zaman genişleten bir marka. Bunu da sempati, güzel mekanlar ve sağlam bir prodüksiyonla tescillemiş. Kendi alanlarında devleşmiş iki ‘celebrity’nin, yine kendi alanında dev haline gelmiş THY ile işbirliği. Hollywood, yani eğlence/içerik endüstrisi aynı zamanda ‘kollobrasyon’ demek, THY de bunu çok iyi beceriyor. Arkasında ciddi bir planlama da var, 20 farklı dil ve 170’in üzerinde ülkede gösterim. Türkiye’de bildiğim kadarıyla tüm kanallarda aynı anda. Bu bile tek başına dev bir gösteri. İlk film Youtube’da en üst sıradaydı, bu devam filmi de bunu aşacak gibi. İstanbul finalinde farklı destinasyonlara koşan bu iki ‘meşhur’, aslında başlangıç noktasının da burası olduğunu, dünyayı birleştirme noktasının da burası olduğunu anlatıyor. Evet, İstanbul büyük bir ‘transfer’ noktası artık, Messi ve Kobe ikilisinin transferi de bunun eğlenceli bir parçası. Ne zamandır dile getirmeye çalıştığım ‘içerik ve eğlence’ anlayışının da güzel bir yansıması. Bu devam filminin bir misyonu da, THY’nin yeni mottosunun lansmanı olması.
‘Globally Yours’ ile belirli bir ivme yakalayan THY, artık globalliğin irtifasını artırıp ‘dünya daha büyük, keşfet’ söylemiyle daha ötesine gözünü kırpmış durumda. THY pazarlamadan sorumlu Genel Müdür yard.Faruk Çizmecioğlu’nun sahnede Kobe’yi birebir maça davet etme teklifi tüm rakiplerine davet mesajı gibiydi. Sadece söylem değil, çok ciddi adım ve eylemlerle... ‘Widen your World’. Dünya daha büyük. Keşfet!. Bu motto, bana Star Wars’dan hafsalama miras bir sözü hatırlattı. ‘Daha büyük bir dünya’... THY merkezinde ‘Kobe ve Messi’ kollobrasyonu da adeta ‘Yıldızlar Savaşı’ değil mi? Aynılıktan sıyrılıp, ufku açmaktan, olmayacak şeyleri birer olasılık haline getirebilme enerjisinden bahsediyor bu felsefe. Bunu da heyecan taşlarıyla süsleyerek, gezindiğin, gördüğün ve göründüğün dünyaları birleştirerek, haz alarak, farklı keyifleri dürten ‘merak’ otoritesinin dayanılmazlığıyla yapmaktan bahsediyor. Sınırları aşmak, keşfetmek, ezberleri bozmak, aynılık ve sıradanlığı yıkmak. Eksik değil, savruk değil, alışageldik değil. Rakamlarla, saymakla bitmeyen farklılaştırıcı ve ayrıcalıklı hizmetlerle, inovatif yaklaşımlarıyla desteklenen bir felsefe bu. Marka değerlerine işlemiş, marka iletişiminde başat olmuş. İhtiyacımız olan bir şeyi söylüyor THY. Bunu söylerken seçtiği ‘lansman üssü’ de bambaşka mesajlar içeriyor.
Bir eyaletten daha büyük. Keşfet!
Düşünün ki, tek başına bir devlet olsa, dünyanın 13. en büyük ekonomisi olabilecek bir potansiyel. Türkiye’nin gayri safi milli hasılasının 2.5 misli. Sadece kamu çalışanlarının emekli parasının toplandığı fonun yönettiği miktar 260 milyar USD. Türkiye’deki toplam fonların birkaç katı. Dünyanın en büyük 300 şirketinin yüzde 10’unu temsil eden, 30 tanesinin merkezinin olduğu bir eyalet. California’nin uluslararası ihracat hacmi 165 milyar USD civarında (buna diğer eyaletlere yapılan ihracat dahil değil). Diğer yandan, eyaletin Meksika sınırında olması ve Amerika’nın Kanada ve Meksika ile beraber 1990’lı yıllarda imzaladığı NAFTA serbest ticaret anlaşması sayesinde Meksika ile ticaret hacmi ise 28 milyar USD. Büyük rakamlar. ABD için, California’nın diğer bir anlamı da, Asya-Pasifik’e uzanan hattının kapısını oluşturması. California’da Asyalı nüfus oranının yüksekliği de zaten dikkatinizi çekiyor. Çin, Kore, Japonya, Vietnam vs. Kozmoploit, mozaik ne dersek o. Toplam nüfusu 40 milyon, kuzey güney mesafesi 1240 km uzunluğunda. Zaten, bana öyle geliyor ki, hayal gücünüz ne kadar genişse, burası da o kadar işte.
Elbet, teknolojinin kalbi burada atıyor. Bununla beraber, sinema, içerik ve eğlence endüstrisi dünyaya buradan yön veriyor. Hollywood. Palo Alto. Silikon Vadisi. Los Angeles. Bildiğiniz gibi, Los Angeles California’nın en büyük şehri. THY’nin ‘Dünya daha büyük. Keşfet’ lansmanının da, dediğim gibi, üs olarak seçtiği yer. Büyük Portakal orası. Aynı zamanda diğer bir ismi de City of Angels. İspanyolca’nın ikinci dil olması da etkili bir faktör tabii. Bir bilgi, ‘Tahran Angeles’ da deniyor buraya. 1979 İran Devrimi’nden sonra Şah ailesi ve etrafı, yani İran’ın en kalbur üstü kısmı Los Angeles’a kaçtı. Hatta burada çok büyük İran Musevi toplumu yaşadığını da eklemem lazım.
Biraz coğrafya, biraz ekonomi, biraz tarih filan bunlardan neden bahsediyorsun ‘bro’ diyecek olursanız, THY’nin direkt uçuşunun şimdi ve gelecekte ne gibi fırsatlar yaratacağının tam olarak anlaşılması için... Hani İran asıllı nüfustan bahsetmiştik ya, bunların büyük kısmı, malum sebeplerden ötürü yıllardır İran’a gidemiyor. ABD-İran arasında esen ‘ısıtıcı’ rüzgarlarının ‘nükleer’ etkisi ve avantajı, yolcu trafiği ve ileride artacak ‘ticaret’in taşınması/ulaşımı olasılığını gündeme getiriyor. İşte THY felsefesinde ‘olasılık’ kelimesinin bir anlamı. Türkiye ve İstanbul, diğer zenginliklerinin yanında bir de’hub’ görevi üstlenecek. Diğer bir önemli bir faktör/veri de Türkiye-ABD arasında yapılacak Serbest Ticaret Anlaşması (STA). Bu olduğu takdirde, Türk ihracatçı ve girişimcileri açısından ‘haz verici’ fırsatlar doğuruyor olması heyecan verici. Direkt keyif. Ziyaret. Ticaret. Türkiye’den bakıldığında genelde New York tarafı hatırlandığı için, fırsatların vahşi batısı California’nın potansiyelinin bilinmesinin de çok faydası var. Dünyaları birleştirmek herhalde bu anlamda da işe yarar bir felsefe olsa gerek.
Semaver çaylı, uçan şefli, digital yayınlı, hamsili pilavlı, mum ışıklı, kabin eğlenceli, dondurmalı, wi-fi’lı, eğlenceli direkt bir uçuş, bize dünyanın daha büyük olduğunu, sandığımızdan daha büyük bir dünya olduğunu görme, keşfetme ve bunun hazzını yaşama fırsatı veriyor. Los Angeles’tan, California’dan gördüğüm bu.
Crispin Porter+ Bogusky tarafından çekilen THY’nin geniş uçuş ağına vurgu yapan reklam filminde Kobe ve Messi, bu kez Kızıl Meydan, Çin Seddi, Maldiv Adaları, Bangkok, Kilimanjaro Dağları gibi THY’nin uçuş sağladığı birçok egzotik lokasyonda çektirilen fotoğraflar üzerinden rekabetlerini devam ettiriyorlar. Son sahnesi Sultanahmet’te çekilen film, 20’nin üzerinde dilde, 170 ülkede gösterime girdi.