Evet, bu başlık bizde bir atasözümüzün girişidir. “Testi kırıldıktan sonra yol gösteren çok olurmuş” atasözü bir olay karşısında toplumdaki tartışmaların çeşitliliğini ve çokluğunu simgelemekte.
Bizleri derin üzüntüye boğan Soma kömür madeninde olan facia ile kaybettiğimiz üç yüz civarında insanımızı yitirmemiz oldu. Soma ilçemiz, Linyit kömürleri yönünden zengin bir ilçemiz. Burada Ege Linyit işletmelerimiz birçok ocak açmış, santralın büyütülmesi sonucu ocakların daha verimli çalıştırılması bir zorunluluk olmuştu. Bu zorunluluk ocakların işletilmesinin özelleştirilmesini zorunlu hale getirmiştir. Kömür, elektrik üretimimizin en önemli kaynağı olarak ucuza (en azından Batı ülkelerindekine yakın)çıkarılıp santrale verilmeli ki sanayinin temel girdisi olan elektrik rekabetimizi engellemesin. Elektrik ucuz olsun ki onun tüketim seviyesi Batılı Ülkelerin Fert başına tüketimi seviyesini yakalasın.
Olayda milyonlarca insanımız için için ağladı, ağlıyor. Bizi bir nebze olsun teskin eden “Devletin bütün gücü ile orada olması” Bakan orada, Manisa, Balıkesir valileri orada. Belediye başkanları, kaymakamlar orada. Kömür işletmelerimizin genel müdürleri, Vilayet Daire müdürleri orada canla başla didiniyorlar. Tabiatıyla da ‘provokatörler’ de orada. Onlar duyguları sömürerek halka nasıl zulmederin peşinde.
Duygusal konuşmalara şahit oluyoruz, güler misin ağlar mısın kabilinden. Türkiye kömür çıkarmasın, bu kaza kömür ocaklarının özelleştirilmesinden oldu gibi. Evet kömür ocakları işletmeleri özelleştirildi. Devlet elinde iken kömürün tonunu 150 dolara mal ediyorduk, şimdi ise 25 dolara mal ediyoruz.
Vakti ile ABD West Virginia valisi Kömürü İstanbul teslim fiyatı 52 dolar olarak bize satma teklifinde bulundu. Düşündük taşındık bizdeki işçileri ne yapacaktık. Bütün işçileri evlerine gönderip çalışıyorlarmış gibi maaş versek, hazinemiz çok kar edecekti, ama bu diğer sektörlere de yol olur endişesi ile o alımdan vazgeçtik. Demek ki, kömür üretiminin verimliliğinde biz ABD’yi yakalamışız.
Kömür işletmelerinde kaza riski büyük. Bundan ötürü, madende çalışanların her dört yılı beş yıl çalışmış gibi değerlendiriliyor. Ayrıca maden işçisi gelir vergisi de ödemez. Bu iki özellik başka iş kolunda var mı bir düşünün.
Milletimizin başı sağ olsun, geride kalanlara sabır dilerken, ihmal veya kasıt varsa da kısa bir müddet sonra ortaya çıkacağından kimsenin şüphesi olmasın diyorum.