Alman Parlamentosu’nun, Ermeni yalanları üzerine kabul ettiği soykırım tasarısını, bir kaç parametreyi dikkate alarak okumak lazım.
1. Halen devam eden Haçlı yürüyüş gerçeğini,
2. Soykırım yaptığı tescillenmiş olan Almanya’nın, kendine suç ortağı araması ve bu yükü tek başına çekmek istememesini,
3. Alman ekolünün, Türkiye’nin ileride gelmesi hedeflenen noktaya engel olma gayretini,
4. Mülteci meselesi ve Suriye siyasetinin ilke ve tezlerini ispatlayan Türkiye’yi, köşeye sıkıştırma isteğini,
5. Türkiye’ye verdiği sözleri tutamayan, özel olarak Almanya, genel olarak da Avrupa’nın, gündemi değiştirme çabasını,
6. Erdoğan ve İslam düşmanlığının son noktasının işaretini,
7. Bir talebiyle, istediğini gerçekleştiren eski Türkiye özleminin acısını,
8. PKK, Asala, Taşnak, YPG rezillerini kullandığının tescilini,
9. Cem Özdemir ve beraberindeki, sözde Türk olup, milli onuru olmayan yerli unsurları, her fırsatta devreye sokma metodunu,
10. Çöküşe mahkûm Avrupa değerlerinin içi boş ve çokyüzlü gerçeğini, “hasta Avrupa” döneminin başladığı argümanı.
Almanya, Türkiye içerisinde hep istediğini yapmış. Bir kaç gün önce İsrailli Bakan Yoav Galant, Türkiye’ye yönelik bir cümle sarf etmiş.
İsrail, Türkiye’nin Batı blokunda konumlanması için hareket ederek, “Batı’ya yardım etmelidir” diyor, İsrailli Bakan.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ise, “Türkiye’nin Batılı müttefiklerini dikkate almadığını”, her ortamda aşağıladığını, bu tasarının da “Türkiye, Batı’ya hep hayır dediği” için geçtiğini savunmuş.
Durum gayet net değil mi?
Evet Türkiye Erdoğan’la birlikte, diklenmeden dik durma ve kendi kökleriyle vahdet oluşturarak, bir gelecek hayal etti. Türkiye’ye saldırıların ve Erdoğan’a duyulan kinin altındaki gerçek budur. Sadece bu gerçek yeterli sebeptir ki, Türkiye ve İslam coğrafyası, Türkiye’ye ve Erdoğan’a sonuna kadar sahip çıksın. Bunları söylerken, birileri de bunu söyleyenlere “pro-Erdoğancı” der. Eğer geleceğimizi ve milletimizin geleceğini, güçlü Türkiye ile görmek pro-Erdoğancılık ise, o zaman hiç kuşkusuz öyleyiz. Türkiye demek, Millet demek, İslam âleminin selameti demek, yerlerde sürünen insanlığın şahlanması demek, mazlumun sesine ses vermek; ilkedir, onurdur ve şereftir.