Ekim-kasım ayları tam da füze bunalımı mevsimidir... Küba’ya 1962’de Rusya (eski adıyla SSCB) füze koyunca ABD hoplamıştı. 50 yıl sonra, Türkiye’nin ABD-NATO üzerinden Suriye sınırına füze koyma isteği Rusya’yı hoplattı. Arada tabii ki farklar var.
Küba’ya konan füzeler nükleer başlıklıydı. Suriye sınırına konacak Patriotlar nükleer değil. Hatta üzerlerinde öyle dehşetli patlayıcı yok. Onların mahareti, geleni vurup düşürmek. Sapanla kuş avı gibi.
Küba’ya konan füzeler saldırı amaçlıydı, Patriotlar savunma amaçlı. Gerçi Moskova, füzelerin -Küba’ya ABD işgalini önleme ve caydırıcılık- amacı güttüğünü savunur, ama o ortamda nükleer füze, yangına benzin dökmek demekti.
Küba füze bunalımında NATO sessiz ve kenarda kalmıştı, bu kez NATO başrolde. 1962 füze bunalımı Washington ve Moskova’nın karşılıklı geri adım atmasıyla yatıştı. Washington Türkiye’deki kısa menzilli nükleer füzeleri çekti, Rusya da Küba’dakileri.
1962’de Türkiye’ye pek fikrini soran olmamıştı. Bu kez durum çok farklı. 1962 de Türkiye’yi en çok Küba gibi bir Sovyet uydusuyla eş tutulmak rahatsız etmişti... Suriye meselesi Türkiye’nin şahsi meselesi değil. Ve Türkiye, 1962’nin Türkiyesi de değil. Ancak Suriye’nin şimdi Küba benzeri bir uydu olduğunu söyleyebiliriz. Rusya, Suriye ile bir uydu daha kaybetmek istemiyor.
Suriye’de direnişçilerin durumuyla ‘Domuzlar Körfezi’ çıkartmasının benzerlikleri aranabilir mi? Yani 1961’de CIA destekli Kübalı rejim karşıtlarının adaya çıkıp, Havana rejimini devirme girişimi... O çıkartma 3 günde dağılmış, milisler adada köprü başı tutamamış, Küba içinde ayaklanma balatamamıştı. Başkan Kennedy, eski yönetimin hediyesi olarak kucağında bulduğu bu harekatta asiler çuvallamaya başlayınca hava desteği vermemişti. O harekatın artıklarının Kennedy suikasti ile bağlantısı hâlâ tartışılır.
Suriyeli direnişçilerin halen köprü başı var. Askeri olarak 1962 Domuzlar Körfezi’nden daha iyi durumdalar. Hava desteği meselesi ise tartışmalı. Ancak şu durumda Türkiye’den Patriot menzilinde Suriye’nin kuzeyinde fiilen bir uçuşa kapalı bölge oluşacağını bir süredir şahsen ifade etmekteydik.
Rusya Bilimler Akademisi’nden Vladmir Kudelov da cumartesi günü Rus medyasına -Patriot füzeleriyle Kuzey Suriye’de Güvenlik Konseyi es geçilerek 200-250 km eninde bir uçuşa kapalı bölge fiilen kurulur- demiş... Biz daha çok alanın derinliği ile ilgilenmiştik ve 100 km derinliğinde Lazkiye - İdlib- Halep’i içine alacak bir kuşaktan söz etmiştik. Rus analist bölgenin enine odaklanmış.
Ayrıca Suriye savaş uçaklarına kapanacak bir bölge, direnişçilerin -omuzdan atılan uçaksavar füze- talebini de gereksiz hale getirecek. ABD-NATO bu füzelerin yanlış ellere geçmesini istemiyor ve direnişçilere ağır silah aktarılmıyordu. Ancak direnişçilerin -daha fazla silah- talebi sona ermeyecek.
Öte yanda Rusya da 1962 Rusyası değil. Suriye krizinin Küba benzeri bir küresel çatışma riski yaratmadığını Moskova biliyor. Hatta Ortadoğu’da ABD etkisi bile gölgelenmişken Rusya’nın Şam dışındaki etkisi bir masal. Rusya’nın borusu bir Şam’da bir de Güney Kıbrıs’ta ötüyor.
2012 Suriye sorununun Küba benzeri bir takas anlaşmasıyla çözülmesi hâlâ mümkün. Küba krizi Süpergüçlerin anlaşması ile bittiğinde, Castro Havana’da işbaşında kalmıştı. Bu kez hiçbir durumda Şam’daki rejimin yerinde kalamayacağı biliniyor. Ayrıca pazarlık olacaksa bu -Havana’da statükonun korunması- değil, -Şam’daki yeni durumla- ilgili olacak. Bir paralellik de: Küba’da ABD’nin Guantanamo üssü var. Suriye’de Rusya’nın Tartus üssü.
Ve Küba benzetmesinde ısrar edeceksek, bu kez ‘Domuzlar Körfezi Çıkartmasının’ başarı kazanma şansı daha fazla. Ortadoğu’nun çok unsurlu denkleminde Moskova bire-bir pazarlık konumunda değil. Soru, Moskova’nın yeni durumu ne zaman kabulleneceğinde düğümleniyor... Çok oyalanırsa, pazarlık masasına bile oturamayabilir.
twitter.com/selimatalayny