Dokunulmazlık bahsinde mangalda kül bırakmayan HDP, tıpkı CHP gibi ipe un sermeye başladı.
Sadece ipe un sermekle yetinmiyorlar, meclisi terörize etmeye çalışıyorlar.
İşte buna izin verilemez.
Terörün siyasetine de izin verilemez, meclisin ve meclis komisyonlarının terörize edilmesine de…
Terörün partisi olmaz.
Ne yazık ki HDP, terör örgütünün partisi.
Türkiye toplumu terör örgütüyle HDP’nin organik ilişkisini tolere edecek demokratik bir olgunluğa sahip olduğunu gösterdi.
Ama HDP bunun kıymetini bilemedi.
Kendisine tanınan bu demokratik toleransı istismar etti.
Tahammül eşiğini aşarak doğrudan doğruya terör örgütünün kanlı siyasetini meclise taşıdı.
Tercihini terörden yana yaptı.
Devletin/hükümetin Kürt halkına yönelik katliamcı bir politika izlediğini iddia ederek, devletin ve milletin birliğine kasteden, milletin evlatlarını katleden ve şehirleri yakıp yıkan terör örgütünün siyasi borazanı gibi çalıştı.
Her Allah’ın günü meclis kürsüsünde terör örgütünün propagandasını yapan HDP gerçekte demokratik yasallığın zeminini ortadan kaldırdı.
HDP geldiği nokta itibariyle artık demokratik yasallığı olmayan bir partidir.
***
Hiçbir demokratik ülkede terörün siyasetini yapan bir partinin varlığına izin verilemez.
Hiç ihtimal verilir mi Paris veya Brüksel parlamentosunda DAEŞ’in bir partisinin olabileceğine?
Hiçbir Avrupa ülkesi kendisiyle alçakça savaş halinde olan, kendi ülkesinin düşmanlarıyla işbirliği yaparak kendi insanlarını katleden ve şehirlerini yerle bir eden bir terör örgütünün siyasi partisine asla izin vermez.
Dahası, kendini gizleyerek meclislerine girmiş milletvekillerinden birinin bir tek an bile meclis kürsülerinde terör örgütünden yana çıkıp kendi devletlerini katliamcılıkla suçlamasına asla geçit vermezler.
Ne öyle bir partiye izin verirler, ne de öyle bir milletvekilinin o tarz konuşmalarına tolerans gösterirler.
Anında dokunuverirler.
Ve hukuk içinde gereği neyse yaparlar.
Yani öyle bir partinin kurulmasına en başta izin vermezler, kendini kamufle edip kurulmuşsa da terör örgütüyle organik ilişkisi tespit edildiğinde anında kapatırlar, o partinin milletvekillerini de yargı karşısına çıkartırlar.
Demokratik siyaseti başka türlü korumak mümkün değildir.
***
Terör nasıl meşru değilse, terörün siyasetini yapmak da bir o kadar gayr-ı meşrudur.
Teröriste nasıl dokunulabiliyorsa, o teröristi kahraman ilan edip ona övgüde bulunan siyasetçilere de dokunulur.
Çünkü o siyasetçi gerçekte siyasetçi kılığına bürünmüş bir silahsız teröristten farksızdır.
Terör örgütünün rol paylaşımı gereği siyasetçi kimliğine bürünenlerin, terör örgütünün talimatları doğrultusunda bulundukları ülkelerin meclisini paralize ve terörize etmesine asla izin verilmez.
ABD ve Avrupa ülkeleri kendileri için demokratik bir hak olarak gördükleri bu davranışı nedense Türkiye söz konusu olduğunda başka bir formata büründürmekte sakınca görmüyorlar.
Batı’nın çıkar temelli politikaları, ilkelerini ve değerlerini inandırıcı olmaktan çıkartıyor.
***
Türkiye’de terörün siyasetini yapan bir partinin milletvekilleri için hazırlanan fezlekelerin yargıya taşınması, demokrasinin de hukukunun da bir gereğidir.
Keşke münhasıran terörün siyasetini yapan ve bu doğrultuda meclisi terörize eden HDP’li milletvekillerin dokunulmazlığı kaldırılsaydı!
Ama CHP’nin HDP’yi arkalamak için kendini öne atan siyaseti bugünkü sonucu beraberinde getirdi.
CHP ne HDP’ye yaranabildi, ne de Türkiye toplumunun beklentilerine uygun bir siyaset üretebildi.
Kendi partisi içinde bile çatlaklara ve patlaklara sebebiyet verdi.
HDP, arkasına aldığı terör örgütüyle meclisteki AK Parti grubunu sindirebileceğine inanıyor anlaşılan.
O yüzden pervasızca hareket ediyor.
Anayasa Komisyonunda sergilediği tavır hiçbir şekilde kabul edilemez.
Bir daha benzer bir yola tevessül ederlerse AK Parti grubunun çelik iradesine çarparlar.
Hiç kimsenin ne meclisi, ne de komisyonları terörize etmesine AK Parti grubu asla izin vermez, biline…