Lafı uzatmaya, önüne sıfat takmaya, sonuna ‘ama...’ eklemeye gerek yok.
STAR Medya Grubu Başkanı Murat Sancak’a yapılan silahlı saldırı ‘terör’dür.
Bu STAR’a yönelik bombalı saldırı girişiminin devamıdır.
Saldırı basın özgürlüğüne yapılmıştır.
Kurumsal olarak STAR ve bireysel olarak STAR çalışanı gazeteciler, daha önce başka medya kuruluşları ve gazetecilere yönelik terör saldırılarında sert tepki vermiş, hedef alınan kuruluş ve meslektaşlarıyla dayanışma sergilemiştir. Bunun en bariz örneği, tanışma şansı bulduğum Hrant Dink’in katli sonrası Agos’la gösterdiği dayanışmadır.
STAR’a saldırı, basın özgürlüğüne saldırı olarak ilk değildir, umudumuz, duamız, dileğimiz son olmasıdır.
Türk basını, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı resmi konutunun da içinde bulunduğu ‘Basın Şehitleri Parkı’na, mahallelerine, caddelerine, sokaklarına adını verecek kadar şehit vermiştir.
Basın şehitlerine kurşun sıkanlar ise halen lanetle ve iğrenilerek anılmaktadırlar.
Hiçbir terör saldırısı, hedef alınan medya kuruluşlarını ya da gazetecileri gazetecilikten alıkoymamış, bu anlamda hedefine ulaşmamıştır.
Ancak terör, siyasal ve sosyal kutuplaşmayı arttırma, demokratik ve ekonomik olarak Türkiye’yi ve ayırt etmeden tüm vatandaşlarını zayıflatma hedefine ulaşmıştır.
Terörün bu hedeflere ulaşmaması, önüne ideolojik veya etnik sıfat takarak; ya da sonuna ‘ama...’ ekleyerek normalleştirilmemesi halinde mümkündür.
Hangi dünya görüşüne ve inanca sahip olursa olsun, bütün medya kuruluşları ve emekçileri, teröre karşı ortak duruş sergilemelidir.
Medya ve emekçileri, düşünceleri, rekabetleri, muhalefetleri ve taraftarlıklarını söz ve yazılarıyla özgürce yapabilmelidir.
Terör, nereden gelirse ve kime yönelirse yönelsin terördür, alçaktır, lanetlidir.
Hangi inanç veya ideolojiye sahip olunursa olunsun, sırf ‘rakibini/karşıtını hedef alıyor’ diye terörü mazur görmek veya desteklemek de alçaklıktır, lanetlidir.
Terör, hangi inanç veya ideolojiye dayandığını iddia ederse etsin, bu inanç ve ideolojinin bağlıları/takipçileri tarafından reddedilmelidir.
Silahı, hangi dini/ideolojik temele dayanırsa dayansın bir ‘devrim yöntemi’ olarak kullanılmasına topyekun tavır konulmalıdır.
***
STAR’a saldırı, sadece medya patronuna değil, bir ‘duruş’a yapılmıştır.
Amacı o ‘duruş’u eğmek veya kırmaktır.
Bunun mümkün olmayacağı açıktır.
STAR’da her görüşten, her inançtan, her etnisiteden ve her hayat tarzından gazeteci çalıştı, çalışır.
Her inanç ve ideolojinin söze veya kaleme dökülen ‘fikirle’ savunulması en güçlü şekilde savunulmalı; ancak buna silahla hizmet edilmesine de aynı güçle karşı çıkılmalıdır.
Bu konuda sadece medya kuruluşları ve çalışanları değil, siyasi yapılar ve sivil toplum örgütleri de sorumludur.
Medya, siyasi, ekonomik ve toplumsal güçlerin hem denetçisi, hem de destekçisidir.
Zaman zaman bu güçlerden yayınlarından hoşlanmadıkları medyaya yönelik baskılar, hedef göstermeler geldiği olur. Medya bu baskılara ancak kalem ve söz gücüyle karşılık verebilir.
Zaman zaman da medyanın -kasıtlı veya kasıtsız- bu güçleri ‘söz ve yazıyla’ hedef alan yayınlar yaptığı olur. Bu güçlerin de bu yayınlara ‘siyasi, hukuki ve demokratik güçleriyle’ karşılık vermeleri gerekir.
Bu güçlerin medya veya gazetecileri silahlı terör örgütlerine hedef göstermeleri anlamına gelebilecek her girişime medya ve tüm demokratik güçler karşı durmalıdır.