Terörün kaynağı, Suriye operasyonu ve savunduğumuz temel değerlerimiz…
14 Haziran 2022 Salı
Suriye konusunda tüm tezlerimizi, argüman ve verilerimizi dünya kamuoyuna sunmak durumundayız. Türkiye'nin gerçekçi ve haklı taleplerini "anlatabilmek"; yapılacak "operasyon" kadar anlamlı ve önemlidir.
Başkan Erdoğan'ın NATO üyeliği konusunda, İsveç ve Finlandiya özelinden hareket ederek ürettiği argümanlar ve içerik o kadar etkileyici oldu ki; şu anda İsveç ve Finlandiya kamuoyunda ciddi tartışma konusu olarak karşımıza çıktı.
Özellikle İsveç kamuoyuna, yeniden ve ciddi analizlerle, içlerindeki "özgürlükçü" kılıflı terör destekçilerine, yeniden ve doğru noktadan bakmalarını sağladı.
Demek ki adımlarımızı atmadan önce, en az kendi içimizde olduğu kadar; uluslararası kamuoyunda da tezlerimizi, gerekçelerimizi anlatmak ve aktarmak, sahadaki fiili mücadelemiz kadar gerekli ve önemlidir.
Yunanistan üzerinden yapılmak istenen oyunu da anlatmak ve insan hak ve özgürlüğü konusu da Batı Trakya Türklerine yıllardır uygulanan ırkçı temelli, asimilasyon içerikli baskıları da dile getirmek ve konuyu hem de bu boyuttan ele almak gerekmektedir.
Suriye topraklarında "Kürdistan" kurma planlamaları ve buna destek verenlerin esas gayelerini anlatmadan, bu konuyu "Türklerin, Kürtlere karşı savaşı" olarak anlatmak isteyenlere; malzeme vermiş oluyoruz.
Bu sebepten hedefimiz sadece devletleri yönetenler değil, devletlerini yönetmek için hükümetler seçen, oy kullanan seçmenler yani "halklar" olmalıdır. Yalnız bu taktirde devleti yönetenler kamuoyu ile sorgulanır ve algı boşa çıkmış olur.
Rusya meselesinde yapılan hata, bırakılan boşluklar, bize yapılmaması gerekenleri göstermektedir.
Yunanistan Başbakanı ile Ukrayna Başkanı arasındaki söylem benzerliklerinin olmasına, tesadüf olarak bakabilmemiz, fazla naiflik olurdu...
Suriye konusunda bu kadar hayati bir dönemden geçerken, Suriye kökenli vatandaşın, her hangi bir olumsuz eylemi veya eylemlerinin, siyasi malzeme olarak kullanılmak için yapılabileceği gerçeğini unutmamak için, ne gibi vasıta kullanmalıyız? Bunlara bakmamız gerekiyor!
Türkiye içinde olması için gayret edilen ve biraz da başarılı (!) olunan ırkçı söylemlerin, zemin bulmasına neler sebep oldu?
Neden bu gibi siyasi söylemler, bazı noktalarda karşılık buldu? Gibi sorulara, net yanıtlarımız olmalı. Ve sadece yanıt değil, mevcut durumun tedavisi için, ilacı da devreye sokmak zorundayız.
Bizi biz yapan en önemli değerlerin, elimizden alınma gayreti de var ortada. Bizim değerlerimizin sarsılması demek, temelimizin sarsılması anlamını taşımaktadır hiç kuşkusuz. Çünkü bu sarsmalar sonucunda oluşan deliklerden, başlar manevi istilalar.
Düşman içimizden sarsılma olduğu taktirde, kendisi için olumlu zemin bulmayı hedeflemektedir.
Bunu unutmadan geleceğimize bakmak durumundayız. Aile, din, milli değerler anlayışı; eğer temel dayanak olarak eğitim kanallarımıza hakim olmaz ise, kaybettiğimiz nesiller değil; geleceğimiz olacaktır.
Bugün temel ve değer dediğimiz her şey ile oynama çabası varsa. Bu dalga üzerine inşa edilmek istenen bir düşmanca gelecek planı olduğunu da, göz önünde bulundurmak elzemdir...