Birçok terör eylemi nispeten oldukça ucuz bir maliyetle gerçekleştiği için insanlar terör örgütlerinin büyük paralara ihtiyacı olmadığını sanırlar. Oysa ki özellikle PKK gibi binlerce militan ve ondan daha geniş bir propaganda ağına sahip örgütler devasa kaynaklar gerektiren yapılardır. Örneğin PKK’nın yaşamını sürdürebilmesi için yıllık en az 1 milyar liraya yakın bir meblağa ihtiyaç vardır. Hesaplama şekline göre bu rakam değişse de, örgütün doğrudan harcamaları dışında bir de kontrol ettiği rakamlar söz konusudur. Örneğin uyuşturucu kaçakçılığında milyarlarca doların döndüğü ifade edilmektedir. Yakalanan ve toplam içinde çok az sayılan miktarlar dahi milyar liralarla ölçülen değerlere sahiptir.
Terör örgütlerinin temel harcama kalemleri şu şekilde sıralanabilir: Silah, patlayıcılar, operasyon masrafları, ulaştırma/lojistik, iletişim, barınma, depolama, çeşitli ekipmanlar, yeme-içme, şehir hücrelerinin desteklenmesi, kıyafet, eğitim giderleri, lider kadro harcamaları, propaganda, organizasyon giderleri vs. Hatta bazı örgütlerde teröristlere harçlık şeklinde maaş dahi verilmektedir. IRA bunlardan biriydi. PKK ise militanlara maaş vermekten ziyade ölen teröristlerin bazılarının ailesine maaş bağlamaktadır. Bu tür harcamalar ise genelde BDP’li belediyelerce yapılmaktadır. PKK’nın bir diğer önemli harcama kalemi ise medya faaliyetleridir. Örgüt bu kadar geniş bir televizyon ağına sahip yeryüzündeki tek terör örgütüdür ve bu kalemlere on milyonlarca liranın harcandığı tahmin edilmektedir.
Para kaynakları
Söz konusu harcamaların geldiği kaynaklar da çeşitlidir: Diğer ülkelerden ayni/nakdi yardımlar, esnaf ve işadamlarından toplanan haraç, sempatizanlardan gelen bağışlar vs. PKK kriminal faaliyetlerden de çok ciddi gelirler elde etmektedir. Bunlar arasında uyuşturucu ticareti ve kaçakçılık en önemli kalemlerdir. Örgütün Ortadoğu’dan Avrupa’ya kadar binlerce kilometrelik hat üzerinde binlerce adamı olduğundan her türlü kaçakçılığı kolayca yapabilmektedir. Türkiye’nin İran, Irak ve Suriye sınırlarının elek gibi olması işi daha da kolaylaştırmaktadır.
Son yıllarda sigara ve içki üzerindeki vergi yükündeki artış bunların kaçakçılığındaki kârı da arttırmıştır. Örgüt üzerinden yapılan sigara-içki kaçakçılığının PKK’ya geliri yüz milyonlarca lira olarak tahmin edilmektedir.
PKK doğrudan yaptığı kriminal faaliyetlere ek olarak diğer kişi ve grupların suçlarından komisyon da almaktadır. Örneğin Doğu ve Güneydoğu Anadolu sınırlarında iş yapan kaçakçıların neredeyse tamamı PKK’ya komisyon vermektedir. Bu nedenle örgüt sınır boylarında kaçakçılığı özellikle teşvik etmektedir.
İnsan kaçakçılığıda PKK için dikkat çekici bir gelir kapısıdır. Sayı azalmakla birlikte Avrupa’ya gitmelerine yardımcı olunan kişilere o ülkelerde PKK’nın avukatları hukuki destek vermektedir. Bu göçmenler işe yerleştikten sonra bazen maaşlarının % 25’ini, bazı durumlarda ise çok daha fazlasını yıllarca örgüte vermektedir.
Mücadele yeni başlıyor
Terörün finansal kaynakları kesilmeden terörü bitirmenin kolay olmadığı açıktır. Ne yazık ki Türkiye yaklaşık 30 yıl boyunca terörün kaynaklarını kurutmaya dönük etkili, kapsamlı ve ciddi çalışmalar yapamamıştır. Hatta 1990’larda gözlendiği üzere bazı devlet memurları PKK ile birlikte söz konusu şebekelerin bir parçası olmuşlardır.
Bugün ise terörün finansmanının kesilmesine dönük çok ciddi bir kıpırdanma gözleniyor. Uyuşturucu tarlalarına yapılan baskınlar ve paravan kaçakçılık şirketlerinin çökertilmesi olumlu işaretler. Bu gayretlerin artarak devam etmesi gerekiyor. Ayrıca terör örgütünün elde ettiği para nereden gelirse gelsin bunu temizlemek zorunda olduğundan, kara para aklama mekanizmalarına da girilmek zorunda. Bu ise sadece Türkiye’nin çabası ile olamayacağından, uluslararası alanda terörün finansmanına karşı daha fazla işbirliğine gitmemiz gerekiyor.