Kazan-(KAHRAMAN)Kazan
Bu başlık ve alt başlık dün yaşananların üzerine kendi kendini oluşturdu bir nevi.
Çünkü o kadar çok 'tevafuk' vardı ki insana artık 'bu kadar da olmaz' dedirtti.
Gelin başlayalım fikir jimnastiğine:
Tanımla başlayalım ilk önce.
Siyasi bir 'saik' ile 'hedef' üzerine 'sembolik' şiddet kullanarak büyük kitleyi 'dehşete düşürerek' davranışını değiştirmeye çalışmak yani korkutarak, yıldırarak' şiddet yoluyla davranışını/duruşunu değiştirmeye çalışmak.
Terörizmin bu unsurlarının her biri, ayrı ayrı önem arz eder ancak temel nirengi noktası hep aynıdır ve kelimenin etimolojik kökeni olan 'terrere' yani 'korkutmak'tır.
Hedef bilerek seçilir; 'sembolik şiddet' bilerek o gruba uygulanır ve sonucunda varılmak istenen büyük grupta siyasi bir davranış şeklidir.
O yüzden Kahraman Kazan, o yüzden TUSAŞ, o yüzden başka gün değil de 23 Ekim Çarşamba, o yüzden yapan aşikar.
Zamanlama manidar.
Çünkü 23 Ekim aynı zamanda Türkiye'nin üyelik başvurusunda bulunduğu BRICS (Brezilya-Rusya-Hindistan-Çin-Güney Afrika)+ Zirvesi'nin Tataristan başkenti Kazan'daki toplantısı vardı.
Herkesin gözü kulağı oradan gelecek haberdeydi çünkü geçtiğimiz yazılarda sistemsel tektonik kırılmaların giderek arttığı ve yayıldığından bahsetmiş ve büyük bir kamplaşma/bloklaşma/safları belirleme sürecinin koşar adımlarla çatışmacı hatta savaşan bir dünyaya doğru süreci götürdüğünden dem vurmuştuk.
Durum böyle olunca jeostratejik olarak bu kadar önemli konumda bir ülke olan Türkiye'nin bu zirveye katılmasıyla üyelik sürecinin işlenmeye/değerlendirilmeye başlanması okyanusun diğer yakasında dünyanın diğer ucunda tektonik kırılmaya yol açması kaçınılmaz çünkü ABD Dışişleri Bakanlığı raporlarında defaatle dile getirildiği üzere 'Türkiye, kimseye bırakılamayacak kadar değerli bir ülke'; hele 'değerli madenler' açısından düşünülecek olursa 'en değerli' ülke bor ve toryum açısından ki bunlar da 21. Yüzyıl ekonomisinin kömürü, petrolü, doğal gazı bir anlamda.
Yani anlayacağınız daha her şey yeni başlıyor; ilk taş yuvarlandı; diğer aşamaları BRICS'in 'hırslı' hedeflerini ayrıca bir yazıda ele almayı gerektirecek kadar uzun ve derin. Yani arkası yarın değil Pazartesi yazısında.
Sonsuzluğa uğurladığımız TUSAŞ şehitlerine ithaf edilmiştir... Rahmetle...