Filistin halkını yok etmeyi kendine amaç edinmiş terör devleti İsrail, amacına ulaşmak için sadece insanları öldürmüyor. Filistin ile özdeşleşen zeytin ağaçları da tıpkı masum insanlar gibi bir soykırıma tabi tutuluyor.
Eğer bir milleti yok etmek istiyorsanız onunla özdeşleşen değerleri de yok etmeniz gerekir bilinciyle (!) hareket ediyor İsrail.
Zeytin ağaçları, sadece bir tarım ürünü olmanın ötesinde, Filistin halkının direniş ve dayanıklılığının bir sembolü olmuş.
Ekonominin temel taşlarından da biri olan zeytinyağı, zeytin ve zeytin ağaçları tarihi metinler ve arkeolojik bulgularda gıda olarak, ticari maksatla kullanılmasının yanında ilaç olarak da kullanılmış.
Terör devletinin, Filistinlilerin zeytinin bereketinden yararlanmalarını engellemek için başvurduğu metotlardan biri de zeytinin ve zeytinyağının ihracını önlemek.
Filistin kültüründe zeytin ağaçları, barış ve umudun yanı sıra bereketin de simgesidir. Her yıl ekim ve kasım aylarında gerçekleşen zeytin hasadı, topluluklar için bir araya gelme ve kutlama zamanı anlamına geliyor.
Aileler ve komşular, hasat sürecinde birlikte çalışıyor ve bu, toplumsal bağları güçlendiriyor.
Yani, capcanlı bir yaşamın var olduğunun ispatıdır zeytin.
Bu ağaçlar, geçmişten günümüze uzanan bir hikâyeyi, direnişi ve umudu da temsil ediyor.
Filistin'in zeytin ağaçları, bölgenin zorluklarla dolu tarihine tanıklık etmekle kalmamıştır, aynı zamanda geleceğe dair umut ve dayanışmanın sembolleridir.
Zeytin, Kur'an'da adına yemin edilen bir yemiştir. "And olsun incire ve zeytine, Sina dağına ve şu güvenli beldeye!"
Zeytin ve Filistin arasındaki bağlantı sadece mukaddes kitabımızda değil aynı zamanda Peygamber Efendimizin hadislerinde de kendine yer bulur. Peygamber Efendimiz (sav) "Mescidi Aksa'ya gidin, gidemiyorsanız kandillerinde yakılmak üzere zeytinyağı gönderin" buyurmuştur.
Kudüs ziyaretimde Mescidi Aksa vakfı müdüründen dinlemiştim. Hz. İsa'nın diktiği ağaçlar dimdik ayakta. Fotoğraflamıştım, sanat tarihinde zaferin ve barışı sembolü olan, peygamber eliyle dikilmiş zeytin ağaçlarını.
Vakıf müdürünün anlattıkları arasında dikkat çeken trajikomik bir ayrıntı vardı: Zeytin ağaçları, bir terör devleti olan İsrail tarafından tehdit unsuru kabul edilip terörist (!) listesine alınmış.
Bu durum bile Siyonistlerin ne kadar korkak ve hasta ruhlu olduklarının ispatıdır.
Yine bir dergide okumuştum: "Bir Filistinli, gövdesi geniş olan zeytin ağacının arkasına saklanarak saldırı teşebbüsünde bulunabilir!" gerekçesiyle teröriste yardım ve yataklık suçundan terörist listesine alınmış zeytin ağacı!
Ağaç denilince akla Gezi Olayları geliyor değil mi?
Ağacı bahane gösterip devlete ihanete kalkışan, Gazze'de katledilen çocuklara sessiz kalan gezi zekâlı sanatçılar, bari terör devleti İsrail'in katlettiği ağaçlara sessiz kalmasalar!
Zeytinin Filistin ve Müslümanlar için bu denli büyük bir öneme sahip olduğunu bilen terör devleti İsrail son on yıl içinde adeta zeytin katliamı yapıyor.
Son on yılda 1,5 milyona yakın zeytin ağacı İsrail tarafından yok edilmiş durumda.
Haber kaynaklarından tarama yaptığımızda önümüze ilk çıkan birkaç haberi alarak durumun trajedisini ve ciddiyetini paylaşmış olalım:
20 Ekim 2010: İsrail askerleri Burin bölgesinde kendi arazisinde zeytin toplayan bir Filistinliye saldırıp yaklaşık 2500 zeytin ağacını yaktı.
16 Haziran 2011: İsrail Ya'bed bölgesindeki zeytin ağaçlarını ateşe verdi.
1 Mayıs 2012: Haaretz gazetesinin haberine göre İsrail Batı Şeria'da Filistinlilere ait binden fazla zeytin ağacının sökülmesi için talimat verdi.
10 Aralık 2014: İsrail askerleri bir Filistinli bakanı zeytin ağacı dikerken miğferlerle darp etti.
17 Ağustos 2015: İsrail Beytüllahim bölgesinde yer alan ve 100 Filistinli aileye ait olan topraklardaki zeytin ağaçlarını yaktı.
Peygamberlerin adeta bir işçi gibi çalışarak inşa ettikleri şehir ve şehrin sembolü zeytin ağaçlarına düşman, korkak ve habis ruhlu bir terör devleti sadece çocukları, kadınları, yaşlıları, hastaları katletmiyor.
İsrail bizi biz yapan her şeye savaş açmış durumda.