İdam cezasını kaldıran Meclis’in bir kaç yüz metre uzağında bir intihar saldırısı gerçekleşti.
Bir diğer adıyla terör saldırısı.
Diğer bir adıyla ki doğrusu budur: Bozgunculuk ve fesat eylemi.
Terör kavramı biliyorsunuz bize ait bir kavram değil. Bize ait olmayan bir kavramın yargılaması da bize ait olmaz.
Bu yüzden bozgunculuk ya da fesat çıkarma diyoruz.
Yeryüzünde insanı yaşanmaz bir hale sokma. Barışı huzuru temelinden sarsmayı hedef alıyor.
Hedef bir bütün insanlıktır.
Hedef kitledeki insanların kimlerden hangi milletten olduğunun bir önemi yoktur.
Suç yeri bir bütün yeryüzüdür.
Yeryüzünde yaşayan her türlü çeşitten insanın yanında eylemin yapıldığı yerinde bir önemi yoktur.
Eylemin sonucunun ulaşması istenilen bir bütün insanlıktır.
Canlı olma halinin her türlüsüne karşı bir kalkışmadan bahsedebiliriz.
Bir diğer taraftan bir insanın yaşam hakkı da ihlal edilmektedir.
Bu eylemlerin çoğunda eylemi gerçekleştiren kendi yaşam hakkını da ortadan kaldırıyor.
Eylemci bu gibi olaylarda herkesten önce kendi ölmektedir. Öldürdüklerini görmeyen bilmeyen bir kimyadan kişilikten bahsediyoruz.
Bilinçsizde olsa yaptığı eylemin karşılığının kendi yaşamının da sona ermesini gerektirecek bir eylem olduğunu izhar etmiş oluyor.
Peki yetkililer ne diyor. “Bozguncular yakalanıp adalete teslim edilecektir.”
Bozguncunun kendisi zaten “adil” olana varmış durumdadır.
Peki bu konuda ceza ne olmalıdır. Yapılan yargılama “hak ettiği cezayı alacaklardır” açıklamalarına uygun mu gerçekleşmektedir?
Böyle bir saldırıyı yapanın hak ettiği ceza nedir?
Kamuoyu mevcut cezalardan tatmin olmakta mıdır?
Elbette ki hayır.
O zaman bu konuda yeniden düzenlemelere ihtiyaç vardır.
Başka bir veçhesini belirtelim.
Varsayalım ki saldırı güvenlik güçlerince tespit edildi ve engellenmek istendi. Bombanın patlamasını önlemek için saldırganın öldürülmesi gerekli midir?
Elbette ki evet.
Hatta bu yasal bir mecburiyettir.
Peki henüz işlenmemiş bir suçun engellenmesi için saldırgan ölümle cezalandırılıyorsa neden eylemi gerçekleştirenler böyle bir ceza ile karşılaşmıyorlar?
Bu bir çelişkidir. Ceza politikamızı gözden geçirmeliyiz.
Terörü ihraç edenler ile idam cezasını istemeyenler aynı anlayışın sahipleri.
Hatta bir çok ülke idam cezasını uygularken.
Teröristin yaptığı eylemin karşılığını kendisine daha ağır bir ceza olarak verip öldürürken devletin ne yapması gerekir?
Bomba sesini bir kaç yüz metre ötede duyan yasama temsilcilerine duyurulur.