Kaç “uygar, çağdaş” batılı devlet adamı vardır acaba 9 nisan 1948’de, Kudüs yakınlarında 600 kişinin oturduğu Filistin köyüne Irgun Zevai Leumi ve Lohamei Herut Siyonist paramiliter teröristlerin saldırdığını bilen ve kabul eden? Örneğin “Siyonizmle terörizm aynı şeyler değildir” diyen Barack Obama biliyor mudur bu saldırıyı acaba? Ne miydi köyün adı? Der Yasin. Sessizdi; sakindi. Çobanlar koyun otlatır, kadınlar süt sağar, erkekler yakındaki kireç kuyularında çalışır, günler birbiri ardına kedersiz, tasasız devrilir giderdi. Evet ,iç savaş vardı. Filistin kuvvetleri, Siyonistlerin Kudüs’ü el geçirmemeleri için var güçleriyle direniyorlardı, İngilizler pılılarını pırtılarını toplayıp bölgeyi kargaşaya terk ettikten sonra. Ancak Der Yasin’in iç savaşla ilgisi yoktu. Ziyonistlerin amacı Filistin kuvvetlerinin Der Yasin’e odaklanıp Kudüs’e uzanan yoldan çekilmelerini sağlamaktı.
O gün 107 kadın, erkek çocuk öldürüldü Der Yasin’de. Kimileri tüfekle vuruldu, kimilerinin evlerine el bombaları atıldı! Kimi köylüler tutsak edildi; Doğu Kudüs sokaklarında, zincire vurulmuş dolaştırıldı sonra da öldürüldü, anlatılanlara göre. Saldırganlardan dördü öldürüldü 35’i de yaralandı, tırmıkla, çapayla, baltayla. Yahudi Cemaatinin resmi paramiliter kolu Hagannah “saldırıyı” kınadı, iki haham da öyle. İsrail İçin Yahudi Ajansı, Ürdün Kralı Abdullah’a özür mektubu yolladı...Kral mektubu kabul etmedi.
İrgun teröristlerinin önderi Menachem Begin’di. Der Yasin katliamında yoktu gerçi ama saldırıdan haberi olmadığını söylemek saflık olur en azından. Aynı Begin daha sonra İsrail Başbakanı koltuğuna oturacaktı.
Der Yasin’de yaşayanların tümü Müslüman’dı. Uluslararası Kızıl Haç 400 kişi yaşıyordu diye yazdı raporuna; ölü sayısınıysa yazmadı! Begin’in yaşam öyküsünü yazan Eric Silver’sa, köyde 800 kişinin yaşadığını belirtmişti. Der Yasin sakinlerinin hemen yanıbaşlarındaki Yahudi köyü Givat Shaul’da yaşayanlarla aralarının çok iyi olduğunu, hatta katliam sırasında Shal’lu Yahudi köylülerin Der Yasin’li komşularına yardım etmeye çalışırken dipçik yediklerini, bir kaçının da bacağından vurulduğunu anlatır görgü tanıkları. Yani, Siyonist terörü din ayırımı da yapmıyordu, en azından bu saldırıda! Ama asıl amaç, Müslümanları yok etmekti bölgeden elbette.
Irgun-Siyonist teröristlerden biri, olaydan 11 yıl sonra tutsak alınan 80 kişinin kurşuna dizildiğini açıkladı. Gazeteci Morris, Irgun ve Lehi Siyonist Terör timlerinin evleri yağmaladıklarını, cesetleri soyduklarını, sağ kalanların mücevherlerini, saatlerini aldıklarını yazdı.
Der Yasin katliamı, yöredeki Filistinlilerin topraklarını bırakarak yollara düşmelerine neden oldu. Der Yasin, Tiberya, Hayfa ve Yafa saldırıları sonucunda Siyonist tehcir hareketi başarıya ulaştı. Ve 1949 yılında bir zamanlar adı Der Yasin olan topraklara Yahudiler yerleşip Givat Shaul Bet adlı bir kasaba kurdular. Bu sırada dört Yahudi bilim adamı Başbakan David Ben Gurion’a yazarak bu topraklarda katliam yapıldığını, dökülen kanlar daha kurumadan Der Yasin’e bir Yahudi kasabası kurmanın en azından günah olduğunu yazdılarsa da, başbakan kulak asmadı, inşaat zamanında bitirildi! David Ben Gurion’da Siyonistti çünkü.
Ya işte böyle arkadaş. Kalkıp Siyonizmle terörün ne ilgisi var demekle gerçeklerin üstü örtülmüyor. Bu gün Yahudiler bile Siyonizmin terörle eş anlama geldiğini söylüyor, yazıyor. Karşı çıkanlarsa, havanda su dövüyor sadece. Daha başka örnekler de var; onlara da yeri geldiğinde değineceğim.
(Meraklısına Not: Alan Hart’ın üç çiltlik Dalet Planı: Sitonismin Filistin’de Uyguladığı Etnik Temizlik” (Plan Dalet: The Green Light For Zionism’s Ethnic Cleansing of Palestine) adlı kitabını okumanızı öneririrm.)