Adını anmaya gerek yok.
Ne yazık ki milletvekili.
Gereksizliğini müptezelliğiyle göze batıran biri.
Söylemde işçi-emekçi dostu bir Komünist ama yaşantıda Kapitalist.
Kimsenin özel hayatı bizi ilgilendirmez.
Söylemiyle eylemi arasındaki tezat üzerinde de duracak değilim.
Başkasının yaşam tarzı üzerinden bugüne kadar eleştiri getirmediğim gibi bundan sonra da getirmem.
Bel altı vuruşlar âciz insanların kârıdır.
Çok şükür bugüne kadar kimsenin bel altıyla veya kusurlarıyla ilgili konuşma yoluna gitmedim.
Bir insanın varsa düşünceleriyle ilgilenirim.
En zayıf yanından değil en güçlü yanından hasımlarımla dövüşmeyi yeğlerim.
Fikren dövüşmekten söz ediyorum yanlış anlaşılmasın.
Düşünceleriyle ve siyasetiyle uğraşmak varken bir insanın zayıf yanlarıyla veya kusurlarıyla uğraşmak bana göre değil.
Şimdi bakıyorum adı gereksiz adama, düşünce namına kayda değer bir şey yok.
Siyasetine bakıyorum hakeza öyle.
İşi gücü şov.
Artistlik-oyunculuk yeteneğini siyasete taşımayı marifet zannediyor.
Sadece oynuyor.
Rolü neyse onu oynuyor.
Değişen role göre oyunculuğu da değişiyor.
Zannediyor ki şov yaparak gündeme geldiğinde değer kazanacak.
Kerameti kendinden menkul bu Komünist vekilin ağzı da bozuk, ayarları da...
Kişisel hayatına dair gündemi değiştirmek için başvurduğu yöntem nasıl bir karaktere sahip olduğunu gösteriyor.
Terör sevici bir vekil olarak İç işleri Bakanımız Süleyman Soylu’dan nefret etmesini anlamak hiç de zor değil.
Hem ideolojik-siyasi nedenlerle hem de arkaladığı terör örgütlerine yönelik amansız mücadelesi dolayısıyla Soylu’dan duyduğu nefret Soylu adına bir kazanım. Başka türlüsü düşünülemez zaten.
Bu müptezel terör sevici kalkıyor kendisiyle ilgili gündemi değiştirmek için düzenlediği basın toplantısında İç işleri Bakanımız değerli kardeşim Soylu için “çete reisi!” diyor.
Kof kabadayı ağzıyla salyalarını akıtırcasına konuşunca herkesin kendisine kahraman gözüyle bakacağını sanıyorsa yanılıyor.
Neyse...
İşbu vekilin “çete reisi!” suçlaması edepsizliğin ve müptezelliğin ötesinde düpedüz bir korkaklığın ifadesidir.
Belli ki çok korktuğu için ne kadar cesur olduğunu göstermek için dokunulmazlık zırhının arkasına sığınarak İç işleri Bakanımıza şarlama yoluna gitmiş.
Bu iş o kadar kolay değil.
Herkes haddini ve yerini bilmeli.
Milletin meclisinde millete ve devlete silah sıkan terör örgütlerinin hamiliğini ve savunuculuğunu yapanlara yer olmadığı gibi İç işleri Bakanına terör örgütlerinin sırtını sıvazlamak için hayasızca saldıran müptezel terör sevicilere de yer olmamalıdır.
Hukuk ve TBMM gereğini yapmalıdır.