Bir güne daha patlama haberiyle başladık. Dikkatimizi, enerjimizi tüketmeyi hedefleyen kalleş bir terör saldırısında İstanbul’da biri saldırıyı gerçekleştiren terörist olmak üzere beş kişi hayatını kaybetti, 37 kişi yaralandı.
Saldırıdan bir gün önce, Taksim Meydanı’na bakan bir kafede otururken, meydanda sıralanmış üç ambülans ve kalabalıkta gezinen sivil polisler dikkatimi çekmişti.
Önlemler had safhadaydı. Sokaktaki insana hissettirmeden gerekli bütün önlemler alınmıştı.
Bu tür saldırıların olabileceği yönünde gelen haberler, güvenlik önlemlerini de en üst düzeye çıkarmıştı.
Teröristler beklenen kalleşliği yapmakta gecikmedi. İstiklal Caddesi’nde, o meydana yakın bir noktada bomba patladı.
Belki bu yazıyı okuduğunuz saatlerde toplumu germek, kaos ortamı yaratma amaçlı yeni saldırılar da yapılmış olacak.
Uyanık olmamız gerekiyor.
Türkiye’nin çevresinde büyük bir oyun oynanıyor. O bildik ezberlerden değil bu cümle. İçeride ve dışarıda etnik ve sosyal operasyonlar düzenleme amaçlı provokasyonlar ve saldırılar gerçekleşiyor. Terör örgütlerinin ve onların ipini elinde tutanların kirli projeleri için kalkışmayacakları aşağılık yöntem yok. Terör konsorsiyumu iş başında. Anında oluşan cepheleri aklınıza getirin, bu konsorsiyumun paydaşlarını orada bulacaksınız. Tamamen kirli çıkarlar üzerine kurulu ve insani ve maddi boyutuyla kendi ekonomisini kurmuş bir konsorsiyumdan sözediyorum. Pazarını oluşturmuş bir terör piyasası sözkonusu olan. İnsani değerlerini satmaya hazır hainlerin oyuncu olduğu pis bir piyasa... Yüzlerce kilo bomba ile kalabalıkların arasına dalan gözü dönmüş katilleri kutsayan sinsileri de en az onlar kadar lanetlemek gerekiyor.
Bu saldırılar karşısında susanlar da en az saldırganlar kadar bu tabloda pay sahibi.
Güvenlik kavramı, bu tür anlarda başka kavramların önüne geçiyor. Dünyanın her yerinde böyle.
Bombaları kınamaya bile dili varmayanlara tahammül göstermemiz için hiç bir mecburiyetimiz yok. Safları sıklaştırıp, terörün amacına ulaşmasına engel olmak gerekiyor.
Diplomatik zeminde de yapacak çok iş var. Saldırıda yaralananların farklı milliyetlerden olduğu gerçeği, alınacak önlemlerin uluslararası boyuta taşınmasını ve yabancı muhataplarımızın bu zeminde bu önlemleri desteklemesini elzem kılıyor.
Terör kimlik sormuyor.
Bu acı olay teröre karşı küresel mücadelenin önemini bir kez daha ortaya koydu.
Türkiye, tüm birimleriyle bu saldırıları boşa çıkaracak güçte ancak küresel bir mücadele teröre karşı daha etkili mücadele için olmazsa olmaz bir nokta. Küresel mücadele zemini, terör konsorsiyumunun kuzu postuna bürünmüş kurtlarının deşifre olması için de bir araç olacaktır belki de..
Başaramayacaklar...