Şeyhülislam İbrahim Haydarizade’nin himayesinde ve padişahın izniyle 5 Mart 1920’de hizmete giren Yeşilay’ın ilk adı Hilal-i Ahdar’dı. Çünkü ahdar yani yeşil ile temiz ve refah bir toplum hedeflenmişti.
Bir asra yakın zamandır bağımlılıkla mücadelenin adresi olan Yeşilay, Ord. Prof.Dr. Mazhar Osman Uzman ve arkadaşları tarafından kurulur. Şeyhülislam İbrahim Haydarizade’nin himayesinde ve padişahın izniyle 5 Mart 1920’de hizmet vermeye başlayan Yeşilay’ın kuruluşuna İngiliz işgal güçleri vesile olur.
Binlerce kasa alkollü içkiyi gençlerimize bedava dağıtıp onları zehirlemesine, işgale karşı direnişi kırarak özgürlüklerini ve onurlarını ellerinden almak istemelerine karşı alkollü içkilerle mücadele amacıyla kurulduğu anlatılır. İlk adı Hilal-i Ahdar olur. Ahdar yani yeşil, temiz ve refah bir toplumu temsil eder. Cemiyet sonra Yeşil Hilal daha sonra Yeşilay adını alır.
Kuruluşundan sonra 25 yıl boyunca başkanlığını Mazhar Osman sürdürür. 1945 yılına kadar ise bu görevi üstlenen isim Ord. Prof. Dr. Fahredin Kerim Gökay olur. 96’ncı yaşını kutlamaya hazırlanan Yeşilay’ın son dönem başkanlığını yürüten Prof. Dr.Mücahit Öztürk’le Sepetçiler Kasrı’nda buluştuk.
İçki düşmanlığı ülküsü
Tarihçesinde Türkiye’nin içki düşmanlığı ülküsünü savunan ilk ve yegane teşekkül olarak anlatılan Yeşilay’ın bu özelliği ile başladı sohbetimiz. İçki düşmanlığı olarak bahsedilen ülküyü anlamak için Yeşilay’ın kurulduğu devire uzanmak gerekir. Çünkü o zamanlar tehlike ve bağımlılık oluşturan unsur olarak sadece alkol biliniyordu. Tütün kullanılıyordu ama zararları bilinmiyordu. Oysa son yapılan çalışmalar sigaranın mesane kanserine, meme kanserinden bile daha fazla sebep olduğunu ortaya çıkardı. Dolayısı ile akut tablo alkol idi. Daha sonraki yıllarda bu tabloya uyuşturucu maddeler dahil olur.
Teknolojinin ilerlemesi devamında akla gelmeyen sorunları da getirir. Temel bağımlılık türleri olan tütün, alkol, kumar ve uyuşturucu bağımlılığına teknoloji bağımlılığı da eklenir. Mücahit Bey’in bu konuda verdiği detaylar çok üzücü. Fotoğraf çekme, biriktirme zararsız gibi görünse de hastanın da, etrafındakilerin de yaşam kalitesini etkileyen rahatsızlıkmış. Mücahit Bey, bilgisayar oynamak için evden çıkamayan, okula gidemeyen hatta 36 saat aralıksız ekran karşısında kalan çocuklar olduğunu anlatıyor. Sosyal medyanın uzantısı tacizlerin artmasıyla Yeşilay yönetmelik değişikliğine gider ve tedavinin içinde olma kararı alır. Yeşilay Danışmanlık Merkezi (YEDAM) kurulur. Bağımlılığa dokunmak olarak adlandırılan bu çalışmada tıbbi tedaviye verilen desteğin yanısıra tedavi sonrası süreçler de planlanır. 444 79 75 numaralı çağrı merkezinde bu konuda eğitim almış psikologlar görev yapıyor. Adını vermeden aranabilen ve sürekli ulaşılabilen YEDAM’ı bilim kurulu destekliyor.
Yeniden Mavi Kırlangıç
Yeşilay, bu toprakların en uzun soluklu yayınlarından birinin adresi olur. İlk yayını olan Yeşil Kitap’ı 1924 yılında yayınlar. İstanbul’da Amedi Matbası’nda bastırılan kitap, beşinci genel kongrede verilen nutukları bir araya getirir. Yeşil Kitab’ın basılmasından altı ay sonra 2 Şubat 1925 tarihinde Hilal-i Ahdar Gazetesi çıkmaya başlar. Gazetenin başlığının altındaki Sıhhi ve İçtimai İçki Düşmanı Gazetedir sloganı dikkat çekicidir. Zaman içinde Yeşilay adıyla dergi olarak yayınlanır. Kesintisiz olarak günümüze ulaşan ve 985’inci sayısı yayınlanan kültür ve sağlık dergisi Yeşilay Dergisi’ne ve Mavi Kırlangıç isimli çocuk dergisi dahil olur. 1960 yılında dek kesintisiz 180 sayı basılan Mavi Kırlangıç geçtiğimiz aylarda yeniden yayın hayatına başlar.
İbrahim Hakkı Konyalı’nın iki ciltlik Üsküdar Tarihi isimli eserine sponsor olan cemiyet, kütüphanesi ile dikkat çekiyor. Mücahit Bey, kütüphanenin arşivleme sisteminin yenilenmesiyle birlikte halka ve araştırmacılara açılacağı müjdesini veriyor. Mücahit Öztürk, cemiyetin süreli yayınlardan olan, Türkiye’de bağımlılıkla ilgili çalışmaların yayınlandığı dergi Addicta’nın önemini de vurguluyor.
Ülküsünü yaymak için 10 Kasım 1930’da Türkiye İçki Aleyhtarı Gençler Cemiyeti’ni teşekkül ettiren cemiyete, 1934 yılında kamuya yararlı dernek statüsü verilir. Bununla yetinmeyen Yeşilay, küresel bir kuruluş olur. 30 ülkede var olan ülke Yeşilay’larını bir çatı altında toplamak için çalışır. Önümüzdeki günlerde Dünya Yeşilaylar Federasyonu’nu kuracak olan Yeşilay, Dünya Sağlık Örgütü, Avrupa Alkol Birliği (EUROCARE) gibi birçok sağlık otoritelerinde üyelik, danışmanlık ve temsilcilik görevini sürdürür. 1 - 7 Mart tarihleri ülkemizde Yeşilay Haftası olarak kutlanmakta. Geçmiş zamanlarda Yeşilgün ve Üzüm Bayramı adlı piknik ve günler yapılırmış. Yeşil Sahne adlı tiyatrosu varmış. Bu yıl ki kutlamalar arasında, Cumhurbaşkanlığı himayesinde 4 Mart tarihinde yapılacak olan Zümrüdüanka Ödül Töreni’nin yanısıra pek çok etkinlik bulunuyor. Kurumsal kimliği yenilenen Yeşilay, Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı’ndan Mükemmeliyette Yetkinlik belgesini alır. 40 bin üyesi ve 10 bin gönüllüsü olan Yeşilay’ın ülke genelinde 106 şubesi bulunuyor. Yeşilay’ın hedefi, İstanbul’un tüm ilçelerinde ve 81 ilde yıl sonuna kadar 120 şubeye ulaşmak.