Oyumu Ankara-Dikmen’de kullandım.
Oy kullanmak için sırada bekleyen insanların sakin ama biraz da düşünceli ve yorgun bir halleri vardı.
Siyasi partiler kabul edelim ki, bu defa seçmeni, Türkiye tarihinde görülmedik ölçülerde ve çok yordu.
Bu yorgunluğu üstünden attığı için bugün herkeste bir rahatlama olacağı kesin.
Bu yazı sandıklar açılmadan yazıldı. Akşam saatlerinden sonra sandıktan çıkan hayırlı sonucu hep beraber göreceğiz ve elbette hafta içinde bol bol tartışacağız.
Türkiye bütün hukuk dışı engellemelere ve umutsuzluk yayan kuşatmalara rağmen, önemli bir sınav verdi.
‘Seçimlerle hiçbir şey hallolmuş olmayacak, yola devam!’ fetvası verenlere inat, Türkiye rahat bir seçim yaşadı. Kendini solcu sanan İttihatçıların veya Kemalistler’in, Erdoğan bu seçimi de alırsa, demokratik olmayan yollara başvurma teklifini, aklı başında kimsenin ciddiye alacağını sanmıyorum.
Hem biraz insaf yahu!
Erdoğan’ı devirmek için meşru olmayan ve denenmeyen yol kaldı mı ki?
Gezi’den bu yana her yol denenmedi mi?
Sizin dikkatinizi çekiyor mu bilmiyorum, ama benim çekiyor.
- Kürt harektine ‘savaşmaktan başka bir yol yok, Erdoğan’a sakın aldanmayın, haa Öcalan’a bağlılık mı diyorsunuz, canım o bu hareketin lideri, kabul ediyoruz, ama o İmralı’da bir tutsak! Bir tutsağa inanmak ne kadar doğru’ diye her gün üç öğün halinde tavsiyelerde bulunanlarla Erdoğan’ın üstüne çarpı işaret konuldu iktidarda kalamaz diyenler aynı kişiler.!
- Ortada bir iktidarı, gayrı-meşru yollarla devirmeyi kafaya koymuş olanlarla, bu tavsiyelere zulmedenin mikrobunu kapmak veya kendi celladına tapınmak misali aldananlar ve maalesef canını kaybedenler var.
- Ama gencecik insanların hatta çocukların hayatına mal olan tavsiyelerde bulunanların tuzu hala kuru.. Hiç ıslanmadı ve ıslanmayacak da.
***
Sadece bu hükümet için söylemiyorum, 27 Mayıs’tan bu yana meşru iktidarları, üstüne çarpı çizildi deyip devirmek için askerlere çağrı yapanlar, Türkiye’nin geçtiği o badirelerden bir gram bile zarar görmüş değiller.
Meşru hükümetleri devirmek için, her yolu tavsiye edenlerin hiç başı ağrımadı.
Bu seçimlerde, askerlerin devirmeye hiç niyetli olmadıkları ama şu talihsizliğe bakın ki, sandık yoluyla da devrilecek gibi görülmeyen bir hükümet ve bir Başbakan vardı.
Üstüne çarpı işaret konuldu dediler.
Ne oy alırsa alsın bu ülkeyi yönetemez, kaçacak dediler, şunu dediler bunu dediler..
Çok şükür Başbakan üstüne çarpı işareti konulduğunu bilmesine ve Hasan Cemal de bu gerçeği ikide bir hatırlatmasına rağmen, kaçıp bir yerlere gitmedi.
Sandıkta ve halk tarafından belirlenen 12 yıllık iktidarına sesinin son teline kadar sahip çıktı.
Halk, egemenlik, siyaset, milli irade, demokrasi denildiğinde ve bu konularda söz söylendiğinde, kuşku yok ki, Başbakan’ın katıldığı son miting olan Diyarbakır mitingi sanırım hep hatırlanan bir tarihi an olacaktır.
Türkiye’nin siyasi hafızasına yeni bir sayfa yazıldı.
Menderes’in Yassıada duruşmalarında alabildiğine kibar ama yenilgiye uğratılmış, bir o kadar da umutsuz ve çaresiz bir uslup ve ses tonuyla, ihtilal mahkemesine verdiği ifade ve Özal’ın o başarısız kalan suikasttan sonra, kürsüye gelip, ‘Allahın verdiği canı..’ diye başlayan sözleri gibi; Başbakan’ın Diyarbakır ve Van’da o kısık sesle yaptığı konuşma siyasi tarihimizde hak ettiği yeri alacak ve hep hatırlanacaktır.
Türkiye’de demokrasi bu seçimlerle ileri bir safhaya taşınmış oldu:
Hükümetin demokrasi için, geriye kalan iktidar döneminde -2015 seçimlerine kadar- yapabilecekleri bakımından değil, ama Türkiye, demokrasiyi ve milli iradeyi, sesinin son teline kadar savunan bir Başbakan ve bir lidere sahip olduğu için.
Efendiler, rahat olun ve şu çarpı işaretlerini hayatınızdan çıkarmayı deneyin artık.
Bakın, bu seçim.
Bu da, sandık..
Demokrasilerde iktidarı elde etmek için bu ikisinden başka çare yok..
Hafiyelik, casusluk, gezi mezi-17 aralık, dinleme, kaset- maset, alavare dalavere Kürt Baver Dağlara, Alavare dalavere Alevi gençleri sokaklara..
Boşverin bu yolları..
Bu yollar yol değil.
Benden söylemesi..
Sakın gaza gelip, Ömer’e aldanmayın, şaka yapıyor valla! Sandıktan çıkan bir hükümeti devirmek için, şimdiye kadar denenmemiş, ama sadece onun bildiği başka yol olsa, o yola çoktan kendi girerdi..
Gelin, hem sandıktan çıkan sonuçlara, hem meşru yollarla, İktidar ve yönetme talebi olanların siyasi mücadelelerine hep beraber saygı duyalım.