Hatırlayacaksınız, Atatürk Havaalanı'nın millet bahçesi yapılmasına CHP muhalefet etti.
Ancak daha sonra ortaya çıktı ki CHP lideri havaalanının millet bahçesi yapılması fikrinin kendilerine ait olduğunu ve AK Parti'nin telefonlarını dinleyerek bu projeyi çaldığını söylemiş, hem de bir TV'ye verdiği mülakatta, üstelik canlı yayında!
Hükümetin atacağı adımları önceden haber alıp o istikamette açıklamalar yapan CHP lideri artık "biz söyledik de yaptılar" propagandasına başladı.
Son kurnazlığı öğrenci kredileri konusunda yapmıştı.
Bağımsız gazeteci(!)Özlem Gürses bu kurnazlığı, muhalefetin iktidarın adımlarını önceden öğrendiğini, bürokrasiden CHP'ye bilgi gittiğini muhalefetin böylece gündem oluşturduğunu açık açık söyledi.
Şimdi de hükümetin Suriye konusundaki son açıklamalarını "Bizim dediğimiz noktaya gelmeleri doğru. Umarım başarılı olurlar. Keşke bizi daha önceden dinleselerdi." demiş.
Allah'dan dinlememişler.
Eğer CHP dinlenseydi Türkiye Afrin'e girmeyecekti, terörle mücadele eden ordusunu Suriye topraklarından çekecekti ve tabiatıyla bugün sınırlarımız ötesinde durdurulan 6 milyon insan daha Türkiye içinde sığınmacı olacaktı ve de güneyimizden gelen terör saldırıları artacaktı!
CHP'nin tek söylediği kendi ülkesinde söz sahibi olmayan 'Esad'la görüşün' cümlesinden ibaret.
(Tekrar hatırlatalım bizim medyanın bilgi kaynağı batı olduğu için isimleri de batıdan aldıkları şekilde okuyup söylüyorlar. Ebu Bekir'i Abubakar yapmaları gibi. Esad dedikleri şahsın adı Esed'dir. Esed aslan anlamındadır, Esad ise 'Çok mutlu, bahtiyar' anlamındadır. Biz adamın gerçek adını söyleyip Esed dedikçe muhalefet 'Esad'ı da Esed yaptılar' diyerek alay ederken cehaletinin üstüne tüy dikiyor haberi yok!)
Bölgede neler döndüğünden habersiz olan CHP takımı zannediyor ki hükümet Esed'le görüşürse ülkemizdeki 3 buçuk milyon Suriyeli koşa koşa ülkesine dönecek!
Suriyeli güven ortamı bulsa zaten döner. 500 bin Suriyeli döndü.
Nereye döndü?
Türkiye'nin terörden arındırdığı güvenli bölgeye döndü.
Peki neden rejimin hâkim olduğu bölgeye dönmüyorlar?
Çünkü rejimi güvenmiyorlar ve ne denli merhametsiz olduğunu biliyorlar.
Hadi Türkiye'deki Suriyelileri bir kenara bırakalım, şu anda Şam'dan, Halep'ten, Hama'dan, Humus'tan, Lazikiye'den evini barkını bırakıp İdlib'e ve güvenli bölgelere kaçmış olan yüzbinlerce Suriyeli neden evlerine dönmüyorlar?
Oysa Esed zaman zaman genel af bile çıkarıyor. Ama kimse dönmüyor!
CHP bunu biliyor mu?
Nerden bilecek. Türk ordusu Afrin'e doğru yol kat ederken, CHP genel başkanı dâhil tüm ekip, 'Aman Afrin'e girmeyin, Afrin bildiğiniz gibi değil, çok tehlikeli' nakaratını tekrarlıyorlardı! CHP'nin Türk ordusunu korkutmaya çalıştığı teröristler tek kurşun atmadan Afrin'i terk etmişlerdi!
CHP'nin Suriye bilgisi bu kadar!
CHP, BM'nin meşru muhalefet olarak gördüğü kesime Esed'in gözüyle bakıyor ve hepsini terörist olarak görüyor.
Cenevre'deki anayasa komisyonu da rejimin bu tutumundan dolayı bir türlü ilerleme kaydedemiyor. Çünkü komisyon 50 rejim, 50 muhalefet 50 de BM'nin tespit ettiği STK temsilcilerinden oluşuyor.
Bugüne kadar yapılan 8 toplantıda da rejim temsilcileri muhalefeti terör olarak tanımladıkları için ilerleme kaydedilemedi.
BMGK 2254 sayılı kararı Suriye'deki siyasi çözümün bu komisyonunun yapacağı anayasa, geçiş süreci ve seçimlerle sağlanacağını söylüyor.
Türkiye uluslararası meşruiyeti önemsediği için bu komisyonunun çalışmasına sürekli atıf yapıyor.
Başkan Erdoğan Tahran dönüşünde ve en son Ukrayna dönüşünde yine bu komisyonunun çalıştırılmasını gündeme getirdi.
Rejimi ayakta tutan Rusya ise Türkiye'ye sürekli rejimle görüşme ısrarında bulunuyor. Son Soçi zirvesinde yine gündeme getirdi. Başkan Erdoğan da istihbarat düzeyinde görüşmeler olduğunu söyledi.
Ayrıca Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu terörle mücadelede rejimle işbirliği yapılabileceğini daha önce açıklamıştı. Çünkü rejim ülkesinin üçte birini işgal etmiş olan terör örgütleriyle mücadele bir yana ticaret yapmayı tercih eden bir politika izliyor.
CHP bunların hiçbirini görmüyor sabah akşam 'Esad'la görüşün' nakaratını tekrarlıyor. Derdi Suriyeliler falan değil derdi Baas rejimine destek vermek.
Ayrıca görüşülse dahi Esed, İran ve Rusya'nın izni olmadan bir adım atabilir mi?
Atamaz. O yüzden Türkiye karar verici olan Rusya ile görüşüyor İran ile görüşüyor.
Ancak bu görüşmeler Türkiye'nin garantörlüğünü üstlendiği muhalefeti ve ülkesine sığınmış insanları rejime teslim anlamına gelmiyor!
Terör örgütlerinden arındırdığı bölgelerden çekilmesi anlamına da gelmiyor.
Çünkü bu bölgeler terör örgütlerinin göz diktiği ve emperyalizmin kontrolünde otonom bölgeler oluşturmayı hedefledikleri Türkiye'nin milli güvenliğini tehdit eden bölgelerdir.
Bu senaryoyu Türkiye üç askeri hareket ile bozmuştur.
Rusya yapılan anlaşmaya uymamış; teröristler belirlenen alan dışına itilmemiş ve saldırılarını sürdürüyorlar. O yüzden Türkiye bırakın terörden arındırdığı bölgelerden çekilmeyi tam tersine Münbiç ve Telrıfat'a askeri harekât planlamaktadır!
CHP'nin ısrarla görüşün dediği rejim ise terörle mücadele yerine terör örgütleriyle ticaret yapmaktadır.
Rejim iyi niyet gösterisi olarak sadece Adana Mutabakatı'na uysa bence Türkiye Çavuşluğu'nun söylediği gibi terörle mücadelesinde rejime destek bile verir. Çünkü Adana Mutabakatın özü, rejimin terörle mücadele etmesi, terör örgütüne ve uzantılarına destek vermemesidir.
CHP de maalesef terör örgütleriyle ticaret yapan rejime verdiği gibi Türkiye'nin terörle mücadele tezkeresine hayır diyerek terör örgütlerine de dolaylı destek veriyor!
Sonra da pişkin pişkin, bilmiş bilmiş, "Bizim dediğimiz noktaya gelmeleri doğru. Umarım başarılı olurlar. Keşke bizi daha önceden dinleselerdi." diyorlar.
Hadi ordan!
Aynı konuşmasında CHP lideri, 'Geçmişte CHP başörtüsü konusunda hata yaptı' diyerek helalleşme istiyor.
Tek hatası keşke başörtüsü olsa!
CHP'nin kendisi baştan ayağı hata!