Dün Hürriyet’te Toygun Atilla her zamanki gibi harika bir habere daha imza atmış. GES Komutanlığı’nda görevli, bilişim uzmanı ve şifre çözücü Yarbay Tamer Karslıoğlu paralel çetenin pis bir komplosuna maruz kaldı. İstanbul Askeri Casusluk Davası’ndaki tek karacı subaydı. Bizim Echelon sistemimiz olan GES’deki şifreli dosyaları çözen parlak bir subaydı. Microsoft’un Sistem Yöneticiliği ve Veritabanı Yöneticisi dahil 3 uluslararası sertifikaya sahipti. Ermenice, Rusça, Fransızca ve İngilizce biliyordu. Casusluk davasının sanıklarından HAVELSAN görevlisi emekli Deniz Albay Seyfettin Alevcan’da bulunduğu öne sürülen word dosyalarında adı geçtiği gerekçesiyle şüpheli oldu.
Kendisini yargılayan İstanbul 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin başkanı ve şu an içeride olan paralel hakim Metin Özçelik’ti. Karslıoğlu Lojistik Komutanlığı’nda 21 Kasım 2011’de Yarbay rütbesi ile göreve başladı, 30 Kasım 2011’de TSK’dan atıldı. 7 yıl 4 ay 22 gün hapis cezasına çarptırıldı. Yargıtay 9’uncu Ceza Dairesi, cezasını onadı. Karslıoğlu ABD’ye gitti. Yargılandığı davada hiçbir telefon kaydı, tape, para transferi, e-posta, hiçbir delil yoktu. Sadece kimin hazırladığı belli olmayan, paralel çetenin ürettiği sözde iki adet word dokümanı vardı.
TSK’nın en başarılı subaylarından biriydi. 45 yaşında. Bu ülkeye büyük hizmetler edecekken, hayatını çaldılar. Cezası onanınca ABD’ye gitti, paralel çetenin komploları ortaya çıkınca Türkiye’ye geri döndü. Karslıoğlu komploya maruz kalan subaylardan sadece biriydi.
O zamanlar paralel yapı Karslıoğlu gibi isimleri medyası üzerinden de linç ediyordu. Suçsuz insanlar suç işlemiş gibi haklarında en ağır haberler yapılıyordu. Şu anda emniyet, yargı gibi hiçbir yerde gücü kalmayan paralel çete mensupları hala PR yapabiliyorsa bunu medyası üzerinden yapıyor. Hala bu çeteye birileri destek veriyorsa medyası olduğu içindir.
Güvenilirliğini kaybettiği için bütün kapılar yüzüne kapanmış bazı yazar, akademisyenler için de paralel çete medyası hala bir işlev görüyor. Yurtdışına da bütün kara propagandalarını sürdürüyorlar. Yarbay Karslıoğlu’nun hayatını başkası yakmış gibi haberler yapıyorlar.
Bu çetenin elinden medyası alındığında gücünün bittiği de görülecektir. Şu an yanlarında görünenlerin yüzde 80’i de onları terk edecektir. Latif Erdoğan’ın dediği gibi Pensilvanya, medyası üzerinden rant dağıtmaktadır. Bir önceki yazımda belirtmiştim. 6415 sayılı “Terörizmin Finansmanı Hakkındaki Kanun” hükümleri çok net. İkinci bölümün 4. Maddesinin 1, 2, 3 ve 4. bentlerini okuyalım:
(1) 3. madde kapsamında suç olarak düzenlenen fiillerin gerçekleştirilmesinde tümüyle veya kısmen kullanılması amacıyla veya kullanılacağını bilerek ve isteyerek belli bir fiille ilişkilendirilmeden dahi bir teröriste veya terör örgütlerine fon sağlayan veya toplayan kişi, fiili daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Birinci fıkra hükmüne göre ceza verilebilmesi için fonun bir suçun işlenmesinde kullanılmış olması şartı aranmaz.
(3) Bu madde kapsamına giren suçların kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Suçun bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
Bürokrasiye sesleniyorum: Korkmayın, cesur olun. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı terör örgütünün adını koydu: Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ). Türk devletinin bir numaralı düşmanının medyasını elinden almanın yasal zemini var. Er ya da geç bu olacak. Bunu yapan tarihe kahraman olarak geçer.
Eski Türkiye’ye ait ezik muhafazakarlık devri bitmiştir. Zaman cesur ve rasyonel muhafazakarların zamanıdır. Laik, beyaz bir yazar yazısında kendinden bahsettiğinde çocuklar gibi bir hafta mutlu olan kompleksli Müslüman dönemi kapanmıştır. Kendinden emin muhafazakarlarla korkakların ayrıştığı yer burasıdır. O yüzden paralel çetenin tek gücü olan medyaya hukuk içerisinde el konulmalı ve konulacaktır.