Yunanistan’da durum değişmedi, ama daha vahim seyre girdi. Cumhurbaşkanlığı seçimi ülkeyi kilitledi. Bugünkü turda (salı) olağanüstü bir durum olmazsa meclis yine cumhurbaşkanı seçemeyecek. Ondan sonra 29 Aralık’taki son tur beklenecek.
Geçen haftaki ilk turda Başbakan Samaras kendi adayına 160 oy bulabildi. Gereken oy 200... Bugün de 200 oy lazım ve üçüncü turda gereken oy 180... Samaras 170’lere gelseydi, bir umut vardı. Ama 180 bile çok kuşkulu, değil 200.
Samaras’ın da pek umudu kalmamış olsa gerek: Pazar günü panik bir açıklamayla, -Gelin Cumhurbaşkanını şimdi seçelim, sonra size söz, 2015 sonuna doğru erken genel seçim yaparız- dedi. Ama çağrıya destek yok.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde Samaras’ın dışarıdan oy desteği bulma çabası bir rüşvet skandalına çarptı. Son yazımızda Samaras’ın oy eksiğine dikkkati çekip, -Bildiğimiz kadarıyla Yunanistan’da milletvekili transferi adeti yok- demiştik. Yok ama, başka yaratıcı yollar varmış. Ve Yunanistan siyaseti kalıcı transfer yerine -oy kiralama- fikrine daha yakınmış. Geçen hafta bir bağımsız milletvekili -Samaras’ın adayına oy vermem için bana rüşvet önerildi- dedi. 3 milyon Euro önermişler... Olayın böyle dillendirilmesi Samaras’ın başka oy bulma şansını baltaladı. Bu durumda diğer bağımsızların ya da partili milletvekillerinin Samaras’a destek vermesi, onları rüşvet riskine sokacak.
Bu süreci muhalefet Siriza partisi mutlulukla izliyor, çünkü en kısa zamanda yapılacak genel seçimin Siriza’yı iktidara getirme ihtimali yükseliyor. 29 Aralık’ta da cumhurbaşkanı seçilmezse, genel seçim şubat başında.
Siriza iktidara gelmeye ve AB-IMF anlaşmasını çöpe atmaya hazırlanıyor. Siriza için Euro Bölgesi’nde siyah-beyaz iki seçenek var. Biri Yunanistan ve diğer kriz ülkelerine dikte ettirilen kemer sıkma ve harcamama modeli. Diğeri de -parasal genişleme ve olabildiğince harcama yapıp ekonomiyi canlandırma- modeli. Siriza’nın parasal genişleme dediği ve ABD ile Japonya’nın uyguladığı modeli, Euro’nun patronu Avrupa Merkez Bankası bile yapamazken Yunanistan nasıl yapacak? Siriza ülkenin yüz milyarları bulan borcunun da yarısının -affedilmesini- istiyor... Kalanla idare ederlermiş.
Siriza’nın bu olmaz planlarla Euro’dan çıkışı garantilediğini düşünen ekonomistlerin sayısı hayli fazla. Hangi para birimiyle parasal genişleme yapacaksın? Sana borç affını kim kabul eder? Emsal diğerleri ne olacak? Tek borçlu sen değilsin ki. Euro senin merkez bankanın elinde olmadığına göre, ancak kendi milli paranla -genişleme- yapabilirsin. Yani Euro’dan çıkıyoruz ve Yeni Drahmi basıyoruz.
Piyasalar için de felaket senaryosu burada: Siriza’nın bu işlemlere başvuracağının gerçeklik kazanması halinde önce eli değen, Euro’sunu korumak için telaşla banka kapılarına yığılacak. Böyle bir rüzgarla ortada sağlam banka kalmaz.
Almanya tarafından da -Siriza kazanırsa AB Yunanistan’a fonları kesecek- diye haberler yayıldı. Atina’ya gelen AB ekonomi komiseri -Mevcut hükümet iyidir- mesajları verdi. Ancak bu tehditler yalnızca seçime kadar geçerli. Bu tehditlere rağmen Siriza seçimi kazanırsa artık yapacak birşey yok. Krizin sorumluluğu AB’ye geçer.
Bu ihtimalleri Euro Bölgesi’nin diğer ülkeleri yakından izliyor. Çünkü İtalya, İspanya ve Fransa dahil sorunlu ülkelerin hepsinde kemer sıkma ekonomileri yürürlükte ve her birinde Siriza benzeri cins partiler yükselişte. Bu cins partiler ilk fırsatta mevcut ekonomik programları yırtacaklarını söylemekteler. Yırtılacak her program, Euro’yu da yırtıyor.
İşin ilginci Siriza boş konuşmuyor. Seçimde yüzde 24-25 oy alması bekleniyor. Mevcut iktidar partisinden böylece 3-4 puan öne geçecek ve bu oy meclis çoğunluğu için yeterli.
Siriza’nın iktidara gelirse yapacağı tehlikeli numaralar sonucu Avrupa çapında bir Euro krizi çıkması hâlâ beklenmiyor. Olanlar Yunanistan ile sınırlı kalacak. Ancak siyaseten -Yunanlılar’ın yaptığını biz de yapalım- diyecek siyasi partilere cesaret gelecek. Yunanistan finansal piyasaların sevdiği benzetme ile: Trapezde çok tehlikeli bir numara deniyor ve altında koruyucu ağ, belinde emniyet kemeri yok.