Galatasaray-Fenerbahçe derbisinin güvenlik önlemi gerekçesiyle oynatılmaması, içinde bulunduğumuz koşullarda çok yerindeydi. Gerekçe insan yaşamını korumaydı.
Böyle bir durumu yaşamak çok can sıkıcıydı. Yetmedi, yanına bir başka sıkıntı yerleşti...
TT Arena’ya büyük bir maça tanıklık etmek için gidenlerle yapılan röportajlarda izlediklerimiz oldukça üzücüydü:
Kimi, ‘Galatasaray’ı kurtarmak için yaptılar’, anlamında konuştu...
Kimi, “Yorgunluğu yüzünden Fenerbahçe’yi korumak amacıyla...” dedi...
Kimi, “...ben taa nerelerden geldim, bana yazık değil mi” diyerek erteleme önlemini alanlara çattı!
‘Kendi canlarının korunması için’ bir önlem alındığının farkında değillerdi! Hâlâ Fenerbahçe’de, Galatasaray’da idiler!
Uzaktan geldikleri halde onlara maç izletmeyenlere çatmanın peşindeydiler!
“Şu şanssızlığıma bakar mısınız!” demiyorlardı! Maçı erteleyenlere kızmaktaydılar, teröre lanet okumak akıllarına gelmiyordu.
Ben buna çok üzüldüm!
Bir yandan da bu kafalar canımızı yakmakta!
***
Bir hafta önce Fenerbahçe Teknik Direktörü Vitor Pereira, “İlk ailemi düşündüm. Burada devam etmeye değer mi diye düşündüm...” demişti...
90’A programında bunu haftanın olayı yapmıştım.
Beşiktaş-Antalya maçından sonra da Antalyaspor Teknik Direktörü Jose Morais aynı anlamda, çok az farklı bir cümle kurdu!
Doğru dürüst yönetilemeyen futbolumuzun bir sorunu da bu olacak şimdi. Yabancılar durumlarını gözden geçirecekler. Kimi gitmeye kalkacak, kimi gelmeye nazlanacak...
Bir yandan onların, bir yandan onların yansıması ile yerlilerin fiyatları artacak. Bataktaki kulüpler, sorumsuz yöneticilerinin umursamaz değerlendirmeleriyle daha da çok harcayıp, batağa daha da çok saplanacaklar. Dilerim TFF bir kenardan izlemeyi bırakır da UEFA gibi kulüplerimizin kulaklarını çekmeye başlar, olası iflası önler.
Durumu iyi yönetip, terörün futbolumuza etkisinin önüne geçemez isek başımız çok ağrıyacak.
Bunun yolu önce sağduyulu olmak, neyin neden oluştuğunu doğru görebilmekten geçiyor. İnsanın canı için alınmış önlemi, gönülle bağlı olunan kulüplerin çıkarları için alındı biçiminde değerlendirmek gerçeği görememektir. Bu da başımızdaki kötülüğü beslemekten öte bir değer taşımaz.