Taksim olaylarını büyüterek dünyadaki mücadelenin bir parçası dedim ve bizim olaya bu açıdan bakmamız ve ona göre tedbir almamız gerekeceğine işaret ettim.
Böyle durumlarda önce olayın arkasındaki güç belirlenir. Ancak bu gücün sokaklarda aranması yanlıştır. Ayrıca bir taraf eylem yaparsa diğeri de ona karşı tedbir alır. Bugün Taksim olayları tüm dünyada etki yarattı ve bazı ülkelerde de benzer olaylar görüldü ama bu ülkeler Türkiye’nin politikasına ters olduğu için bunu karşı eylem olarak düşünebiliriz. Mesela İngiltere’deki olaylar böyle değerlendirilebilir. Çünkü ülkemizdeki medyanın bir bölümü ile burjuvazinin önemli bir bölümü olayları beğenmiş gözüküyor. Ancak bir operasyon örgütlü olmazsa başarı şansı azalır. Bugün yapılan eylemlerin amacının Başbakan Erdoğan’ı tasfiye olduğu gözüküyor. Amacı bu olan başka güçler de vardır ve bunların en önemlileri muhalefettir. Zaten eylemler bir güç tarafından desteklenmeyip, sokaktaki eylemcilerden bir tepki sonucu ortaya çıktığı düşünülseydi çözüm kolaydı. Ancak büyük siyasi hedefleri olan ve herhangi bir olayın sebep olarak kullanılacağı eylemlerin arkasındaki güçlere karşı tedbir alınmalıdır.
***
Böyle bir olayla karşılaştığımızda nasıl tedbir almalıyız? Olayın sınırlarını sokakta eylem yapan gruplarla sınırlandırırsak polisiye tedbirler yeterli sayılabilir. Eylemcilerin amacı söylediklerinden ibaret olabilir. Ama biz amaca değil gerçekleşecek sonuca göre tavır almalıyız. Bugün alınan tedbirler uygun gözüküyor. Çünkü bir yandan sokaklardaki eylem önlenmeye çalışılırken diğer yandan da halka mesajlar veriliyor. Ancak bugün ne yapıldığına değil devletin bu ve daha büyük ölçüde hazırlanmış olaylara karşı ne yapacağını da bilmemiz gerekir. Geçmişte olaylar karşısında devletin bir bütün olarak hareket etmediğini gördük. Ben kişisel olarak bunu yaşadım. Şikayet olsun diye değil uyarmak için söylüyorum. MİT’ten emekli olduğum zaman üniversiteye dönmeye karar verdim, ancak yaşadığım şehirdeki ve yakınındaki üniversiteler beni kabul etmedi. Konya Selçuk Üniversitesi Rektörü arkadaşımdı. Benim tekrar üniversiteye dönmemi istedi ama benim katılacağım fakülte Konya Selçuk Üniversitesinde henüz kurulmamıştı. Ziraat Fakültesinde ekonomi dersleri vermek üzere karar alındı. O dönemde üniversiteye girecekler hakkında polis tahkikatı yapılırdı. Benim solcu ve sakıncalı olduğum bildirilmiş olduğu ve bu sebeple üniversiteye girmemin engellenebileceği haberini aldım. Fakat yine devletin içindeki farklı bazı kişiler devlete hizmet etmiş bir kişinin bu amaçla yaşadığı şartlar nedeniyle sakıncalı görünmesini kabul etmediler ve Konya Selçuk Üniversitesinde göreve başlamamı engellemediler. Bu karşılaştığım çok sayıdaki engelden biriydi. Kanunların belirttiği bir görevi kurallara uygun olarak yapmıştım. Hatta benim sakıncalı olduğumu belirten evrakı hazırlayanların önünde de MİT de Daire Başkanlığı yaptığımı gösteren belgeler de vardı ama devletin içinde birbirine karşı kanatlar vardı.
Bunu yazmamın nedeni devletin sadece ülkemizin çıkarlarına hizmet etmesi, kişisel görüşlerine göre davranmaması ve bir bütün olarak hareket etmesidir.