İnsan hakları misali iyi bir amaç uğruna üretilen kampanya filmlerine (ve diğer yapıtlara) toplumda farkındalık yarattıkları için elbette herkesin saygısı var. Ancak sanatsal niteliklerinin de yüksek olması amaçlarına doğru biçimde hizmet etmeleri için şart. Büyük bir kampanyanın parçası olarak yapılan 100 Milyon Antipersonel Kara Mayınına Karşı 10 Film, UNICEF ve Dünya Gıda Programı işbirliğiyle yapılan All the Invisible Children ünlü yönetmenler tarafından gerçekleştirilen kısa filmlerden oluşan omnibüs filmler arasında hemen akla gelenler. Grup Yorum ve İdil Kültür Merkezi de cezaevlerinde mahkumların tecrit edilmesine karşı yıllardır sürdürülen mücadeleye destek için bu yöntemi seçti.
Aralarında Türkiye’nin önde gelen isimleri de bulunan dokuz yönetmenin imza attığı kısa filmlerden oluşan F Tipi Film’i, son iki yılda izlediğimiz propaganda filmleriyle kıyaslamak acımasızlık olur. Kısa filmlerin hepsi birbirinden farklı, ayrı ayrı değerlendirildiklerinde bazılarının oldukça etkileyici oldukları göze çarpıyor. Öte yandan tecrit gibi insani bir sorunu salt ideolojik bir çerçeveye sığdırma çabası da F Tipi Film’in amacına zarar vermiş.
George Orwell “Bütün sanat propagandadır, öte yandan her propaganda sanat değildir” sözünü asla unutmamak gerek. Orwell, II. Dünya Savaşı sırasında yazdığı Sanat ve Propagandanın Sınırları başlıklı makalesinde “Estetik titizlik yeterli değildir, ama politik doğruluk da yetmez” der. F Tipi Film’in yaratıcılarının politik hedeflerinin sinema sanatını icra etme hedefinin önüne bilinçli olarak geçtiğini sanmam ama ağırlık sanattan propagandaya, öyküler klişeye, oyunculuklar karikatüre ve fikirler slogana kaymış.
SLOGAN ATMAMALARI ONLARA DAHA ÇOK YAKIŞIRDI
Öncelikle dokuz kısa filmin çekilme nedenini açıklayan prolog bölümündeki canlandırmaya bir anlatıcının sesinden eşlik eden metin fazlasıyla didaktik ve izleyeni irkiltiyor. Çok şükür hemen ardından gelen ilk kısa filmin çarpıcılığı proloğun iticiliğini örtbas ediyor. Açlık grevindeyken zorla tedavi edilen ve bir hücreye yerleştirilen genç kadının yaşadığı bellek kaybıyla ve yalnızlığıyla mücadelesi, kendine notlar yazarak her sabah yeniden kim ve nerede olduğunu, geçmişte ne yaşadığını anımsama çabası F Tipi Film’in en iyilerinden biri. Oğlunu ziyarete gelen yaşlı annenin yaşadıklarını yüzünün yakın çekiminde anlatan kısa film de öyle... Önce sert komutlar eşliğinde soyunmaktan duyduğu utancı okuyoruz yüzünden sonra bir otobüs camına başını dayayıp -ya oğlunu göremediği için ya da onu gördüğü hale dayanamadığı için-ağlaya ağlaya dönüşüne tanık oluyoruz. Bu kadar basit kurguda bütün meramını ustalıkla anlatıyor.
Bu tür filmlerde hep olduğu gibi filmlerin hepsi birbirinden farklı üslupta ama konuya yaklaşım ve duyarlılık da çok farklı. Grup Yorum çok çilekeş bir ekip. Sürekli baskı altındalar, onların duyarlılıkları ve tepkili olmaları anlaşılır ama yine de -ister sözel olsun ister görsel- slogan atmayan bir film onlara daha çok yakışırdı.
İdil Kültür Merkezi’nin dokuz kısa filmden oluşan yapımı F Tipi Film, cezaevlerinde tecridi eleştiriyor.
KÜNYE
Yönetmen: Ezel Akay, Sırrı Süreyya Önder, Barış Pirhasan, Aydın Bulut, Hüseyin Karabey, Reis Çelik, Vedat Özdemir, Mehmet İlker Altınay, Grup Yorum
Oyuncular: Arda Tekin, Behiç Aşçı, Elif Pirhasan, Ezel Akay, Gökşin Sanlav, Sacit Akel, Tansu Biçer, Esra Açık, Bülent Emrah Parlak, Erkan Can, Fırat Tanış, Hayriye Ersoy, Selma Altın