Başakşehir takım olarak bana göre bu ligin en iyi futbolunu oynuyor. Artı hücumda çoğalan, aynı güzellikte takım savunmasına özen gösteren haliyle de beğeni kazanmaya devam ediyor. İstekli, arzulu ve baskılı oyunu Mossoro, Viscave artı Cengiz’le etkili olurken, maçın başlarında da pozisyonlar buldu. Visca’nın kafa vuruşunda Trabzonspor kalecisi Onur güzel bir kurtarışla gole izin vermedi.
Trabzonspor ilk yarı anlamsız bir şekilde oyunu kendi yarı alanında kabul etti. Etkili hücumlardan yoksun kalırken, ilk yarıda Mehmet Batdal’ın Başakşehir adına altı pastan kaçardığı gol şaşkınlık yarattı. Kaptan Emre Belözoğlu takımını iyi yönetti, pas yüzdesi kusursuz gözüktü. Üstüne üstlük aynı Emre’nin aşırtma pası, Visca’nın klas golüyle Başakşehir öne geçti. Trabzonspor maçın son yarım saatinde baskılı oynamaya başlarken, neden ilk yarı- da aynı düşüncede değillerdi sormak isterim. Mehmet Ekici’nin direkten dönen topu ise Trabzonspor adına şanssızlık ve maçın kader anıydı.
Teknik Direktör Abdullah Avcı’yı tebrik etmek isterim. Öylesine disipline etmiş ki takımını, oynattığı futbol hem oynayanlara hem de seyredenlere keyif verdi. Bana göre şu ana kadar ligimizin en başarılı teknik direktörü Abdullah Avcı’dır derim. Kısacası ligin liderliği şu ana kadar şansla mansla değil, Başakşehir’in anasının ak sütü gibi helalindendir.
Trabzonspor puan kayıplarına devam ederken, ligdeki konumu itibariyle sıkıntılı görüntülerini sürdürüyor. Teknik Direktör Ersun Yanal, ligin ilk yarısının bitmesine rağmen hala beklenen düzeydeki Trabzonspor’u yaratamamanın sıkıntısını çekiyordur. Bu Trabzonspor mazisini inkar ediyor ise, ilk önce futbolcular daha sonrasında da teknik kadronun şapkalarını önlerine koyup iyi düşünmeleri gerekir. Bu gidişatları iyi değil. Onların sıralamanın üstünde olması lazımken ligin dibinde seyretmeleri gerçekten yakışmıyor.