Eskiden dünya kupalarında; kendi döneminin yıldızları ağırlığını koyardı. Şimdi ise, Lionel Messi, Cristiano Ronaldo, Neymar gibi süper yıldızlar bile; herhangi bir iz bırakamadan elenip gittiler. Suarez gibiler de hiç bir varlık gösteremedi.
Özellikle İngiltere ve Fransa’daki 20 yaş civarı genç futbolcular, daha çok iz bıraktı. Mbappe bunların başında geliyor. Tüm takımlardaki genç kuşak, yarınlara umut ışıkları verdi. Belli ki, gelecek onlarda...
***
Belçika’da Eden Hazard ve Hırvatistan’da Modriç, (Deneyimli sayılacak klasman içinde) takımlarının bugüne kadarki başarısını sırtlayan iki isim oldu. Hırvatistan’da Modriç, özellikle Rusya maçında olağanüstüydü. Bakalım bugün ne yapacak?
Kimileri, Almanya ve Arjantin gibi favori ülkelerin elenmesi ve İtalya ve Hollanda’nın ise kupaya hiç gelememesi üzerine; 2018 Dünya Kupası’na küçümseyici gözlerle baktı... Güç dengesinin değişmiş olması, ilgi odağının kaymasına yolaçtı. Oysa bu durumdan hayıflanmak yerine; süper yıldızlara sahip olmanın bile pek kår etmediği bir dünya kupasında; güçlerin dengelenmiş olmasına sevinmek gerekir. Sonucu belli bir dünya kupası mı, (Bugünkü gibi) sonucu farklı alternatiflere dayalı bir dünya kupası mı daha ilginçtir?
***
VAR’ın varlığı, adaletsiz karar ve sonuçların önlenebildiği devrim nitelikli bir kazanım görüntüsünü verdi. Tartışmaları tamamen bitirmedi ama, enkaz da yaratmadı. Zamanla yerine oturacak, daha adil olacak. Yeni sistem, “Bu da nereden çıktı?” dedirtmeyen genel bir kabul gördü.
En önemlisi, hakem otoritesini sarsmayan ve sonunda gene de hakem kararını esas alan yapısı; VAR’ı yaşatan ve yaşatacak temel özelliğiydi. Aksayan yanlar rafine edilir. O tarafı kolay!
Anlayacağınız, Rusya 2018 macerası; tavan yapmasa da, yavan da olmayan bir deneyim yaşatıyor. Ben memnunum.