ÇANAKKALE Savaşı’nda Edremitli Seyit Onbaşı’nın, topun ağzına mermi süren vinç tesisatı bombardımanda kullanılamaz hale gelince ‘Ya Allah Bismillah’ diyerek üç tane 275 kiloluk mermiyi tek başına arka arkaya kaldırarak yatağa sürdüğünü ve ateşlediğini biliyor muydunuz?..
Bu işlemi yapabilmek için her defasında üç basamaklı metal bir merdivenden çıkmış, kaburgalarını kırmasına rağmen görevini yapmaya devam etmiştir. Üçüncü atışta, İngilizler’in ‘Ocean Zırhlısı’nın dümeni parçalanmış ve yirmi dakika içinde batmıştır.
İngiliz-Fransız donanması, Gelibolu öncesi, 200 yıl hiç yenilmemiş, dünyanın gelmiş geçmiş en iyi donanması olarak bilinmekteydi. Bu donanmanın Boğaz’a saldıran seksen parça gemisinden birinin adı ‘Agamemnon’du.
Agamemnon, binlerce yıl önce Truva’ya saldıran Yunan Ordusu’nun kalleşçe yöntemler kullanan komutanının adıdır. Mustafa Kemal, Çanakkale Zaferi sonrası -öldürülen Truva kahramanını hatırlatarak- ‘Hektorun intikamını aldık’ demiştir.
Bulundukları ortamın şeklini alabilen, emekleriyle değil de bir takım ayak oyunlarıyla amaçlarına ulaşmayı düstur edinmiş ‘Agememnon’lar günümüzde de var.
Ben onlara kısaca ‘Tatlı su entelleri’ diyorum. Batı taklitçiliği yüzünden değer yargılarını kaybetmiş, bu nedenle de birinin oyuncağı olmaya meyilli tipler. Asıllarını yitirip suret olarak dolaşanlar. Bir yandan, yaşadıkları toplumun tüm imkânlarından faydalanırken, diğer yandan gözlerini kırpmadan ülkelerine ve insanlarına zarar veren nankörler.
Toplumumuzun temelini teşkil etmezler, edemezler. Milli ve manevi değerler gönüllerine girmediği için vicdanları da kullandıkları maskelerin birinde takılı kalmıştır.
Genellikle ‘mandacı’ bir zihniyete sahiptirler, kimin parasını alırlarsa onun düdüğünü çalarlar.
Kurtuluş Savaşı’nda da vardılar, bugün de...
Değişen sadece oynadıkları oyunlar, amaçları ise hep aynı: Türk halkını, özellikle de gençlerimizi ve aile yapımızı bozmak, milli ve manevi duygularımızı zayıflatmak.
Aile yapısını bozmak, milli ve manevi değerlerini zayıflatmak bir ulusu ele geçirmek için kullanılabilecek en etkili silâhtır. Bu şekilde parçalamak çok daha kolaylaşır çünkü.
Ama unutulmaması gereken; şanlı ulusumuzun tabanı bu tatlı su entellerinden değil; milli ve manevi değerlere sahip, akıl, mantık ve vicdanı gelişmiş, diline, dinine, ecdadına, geçmişine sahip bireylerden oluşmaktadır.
Teknolojiyi kendi çıkarları doğrultusunda kullanarak, evimize kadar giren birçok dizi ve filmle, gençlerimizin bilinçaltını ele geçirmek isteyenlere ve bu art niyetlileri desteklemeyi aydın ve çağdaş olmak zanneden tatlı su entellerine en güzel cevap: Biz, Hektor’un intikamını almayı biliriz...