Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) 18 Ekim Pazar günü yapılan Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimini Ersin Tatar’ın kazanmasının taşıdığı anlamı iyi bilmek lazım.
Kıbrıs’ın Kuzeyinde gerçekleşen bu değişim alelade bir seçim olmadığı gibi sadece ve yalnızca bir koltuk değişiminden de ibaret değildir.
Bu seçimle ortaya çıkan değişimin tarihi önemi vardır.
Öncelikle ve önemlilikle şunu vurgulamakta yarar var: Tatar’ın şahsında somutlaşan zihniyet, Akıncı’nın sadece zihniyetini değil Akıncı’ya malum güçlerin biçtiği rolü de tarihe uğurlamak gibi önemli bir yeni olguya işaret etmektedir.
Kıbrıs Türk halkının Akıncı üzerinden Kıbrıs Türklerine kaybettirecek ve KKTC üzerinden Türkiye’ye uzanacak komployu boşa çıkartan ferasetini alkışlamak gerek.
Başka türlüsü olsaydı, yani eski Cumhurbaşkanı kazanmış olsaydı Kıbrıs’ı her anlamda kaybetmiş olacaktık. Zihniyet itibariyle ve politik açıdan. O takdirde Doğu Akdeniz’deki kuşatılmışlığımız içimizdeki Mankurtların çelmelemesiyle ciddi bir sorunsala dönüşmüş olacaktı.
Türkiye’yi tıpkı Rumlar gibi işgalci bir düşman olarak gören zihniyet sahiplerinin içerde yol açacağı tahribat hem büyük hem acı olacaktı.
Türkiye’de onca yıllık iktidarına rağmen “fikren iktidar” olunamadığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni dönemde Kıbrıs’ın Kuzeyinde beliren bu “Türkiye düşmanlığı” üzerinde kapsamlı düşünmesi lazım. Gayrısı bir sonraki süreçte temelli kayıplara yol açabilir.
Türkiye’nin Kıbrıs politikasını köklü bir biçimde değiştirmesi olmazsa olmaz bir öneme sahiptir. Bu değişimin temelini zihniyet/fikir oluşturmalıdır.
Kıbrıs’ta kesinlikle yeni nesil bir siyasete ihtiyaç vardır. Siyasetçiler arası bir iletişimle beraber doğrudan toplumla ve yeni nesille kurulacak sağlıklı bir iletişim çalışmasına ihtiyaç var.
Bu cümleden olarak KKTC’nin yeni bir kurumsal yapılanmaya olan ihtiyacı da acilen giderilmelidir.
Bu konuda yeni nesil siyasetçilerin en verimli ve etkin isimlerinden Prof. Dr. Erhan Arıklı dostumun önerileri ciddiye alınmalıdır.
Kıbrıs Türklerinin yeni seçilen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar “Türkiye’nin yanında olmaktan onur duyuyorum” diyorsa demek ki kayda değer bir Türkiye karşıtı güç odağı orada neşvü nema bulmuş durumdadır.
Tatar’ın seçilmesinin tarihi önemi, işte bu zihniyete yaslanan bloğun alaşağı edilmesinde yatıyor.
Bu zaferi kalıcılaştıracak yeni nesil siyasalar hayata geçirilmezse korkarım ki konjonktürel gelişmeler ve uluslarası malum güçlerin araya girmeleriyle başkaca sonuçlar doğabilir.
Kıbrıs’ın Kuzeyini kaybedersek Türkiye’yi tutamayız.
Tatar’ın arkasında duran milli ve yerli siyasal partileri kuvay-i milliye ruhuyla bağrımıza basmamız ve Kıbrıs Türk toplumunu yeni bir anlayışla kuşatacak bir siyaseti hayata geçirmemiz elzemdir.
Şimdi önümüzde tarihi bir zaferi kalıcılaştırmak için yeni bir fırsat çıkmış bulunmaktadır.
Bu fırsatı heba etmemeliyiz.
Gün gönülleri birleştirme günüdür.
Kıbrıs “yavru vatan” değildir, “büyük vatanımızın parçası”dır.
Kıbrıs Türkleri milletimizin ayrılmaz bir uzvudur.
KKTC vatanımızdır.
KKTC Türkiye’dir.
Biz aynı damarda akan kanız.
Biz her anlamda bir ve beraberiz.
Birlikte güçlüyüz.
Birlikte geleceğe doğru inançla ve azimle yürüyoruz.
Sayın Ersin Tatar’ı yürekten kutlarken derin ferasetiyle orada oyun bozan Kıbrıs Türk halkını da yürekten alkışlıyorum.
Tatar’a destek veren milli ve yerli partilerimizin temsilcilerini de bu milli zaferin ortakları olarak yürekten selamlıyorum.
Şimdi kolları sıvamanın vaktidir.
Haydi Bismillah!