Dedi ki;
Tasmalılar vardı, kurtardık onları...
‘Yok artık!..’ dedim..
‘Can’lı dinliyordum, konuşmayı...
‘Can’ım sıkıldı...
Resmen ortaya kemik atmıştı!..
Dedim ki, kimse gelmez bu kemiğe..
Ama geldiler!..
‘Vay, bu bana mı?!..’ diyen tasmalılar ortaya çıktı!..
Adres.., pardon kemik bulmuştu yerini!...
Varmış mebzul miktarda tasmalı, demek ki!..
‘O zaman normaldir’ dedim, zira, bulmuşlardı ‘Cân’ım kemiği...
Onlardaki de Can’dı..,
Elbette üstüne atlayacaklardı!...’
Ama o da ne?!...
Orada toplanmış hırlayıp gürlerken tasmalılar,
Bir tanesi dışarıda kalmış, seyrediyordu onları..
Dediler ki, o biraz nazlı!...
Çekingenliği zahirdir...
Bulsa da ‘cân’ım kemiği,
İltifat etmez asla..
Zira o kelp nazlı'dır!..