Siyasi cinayetler insanlık kadar eskidir. M.Ö. 15 Mart 44 yılında Sezar'ın öldürülmesi, siyasi cinayetlerin en ünlülerinden biridir. En yakını Brütüs'den bağrına hançeri yiyen Sezar'ın, güvenilir bir dosttan gelen ve Shakespeare'in Jül Sezar adlı oyunuyla ölümsüzleşen "et tu Brute?" yani "sen de mi Brütüs" çığlığı, ihanetin siyasi cinayetle et tırnak olduğunun kanıtıdır sanki...
"Ya devlet başa ya kuzgun leşe" diyerek iktidar mücadelesine soyunanlar ya ipe gider ya da birilerini dar ağacına sürükler yaka paça! Tarih bunun örnekleriyle doludur. Bizdeki en çarpıcı örnek, İttihatçıların iktidara yürüyüşüdür. Sultanı tahttan indirip genç bir binbaşıyı orduların başına "başkomutan" diye getirdiniz mi, sadece savaş kaybetmez, 600 yıllık bir imparatorluğu da mezara gömersiniz. İşte İttihatçılar da bunu becermiştir!!
Cinayetin bir siyaset biçimine dönüşmesini gerçekleştirense ABD'dir. Özellikle Latin Amerika'yı arka bahçesi olarak görmüş, işkence ve cinayet tekniklerini geliştirerek işbirlikçi diktatörlerin iktidarda uzun yıllar kalmalarını sağlamış. Soğuk savaş yıllarında ABD'nin denetimindeki bütün bölgelere yayılan, failleri asla bulunamayan siyasi cinayetler incelendiğinde bunların büyük bir tarz-ı siyasetin parçası olduğu ve tek merkezden yönetildiği gerçeği ortaya çıkar.
Brezilya'da Mao Branca (Beyaz El) adını alan idam mangaları, kurbanlarını solcular ve sola yatkın yoksul halk arasından seçiyordu. Brezilya polisi yıllarca bu örgütün varlığını inkâr etmiş, ölümleri adi cinayet olarak geçiştirmişti. Sao Paolo kentinde 1990'dan sonra bin genç ölüm mangalarınca ortadan kaldırıldı.
El Salvador'da, ABD Özel Kuvvetlerinin eğittiği Atlacatl Taburu'nun El Mozoto köyünde 800 köylüyü katlettiği anlatılıyordu. Arjantin'de Anti Komünist Birliği eylemlerini askeri birlikler ve polis karakollarına yakın bölgelerde gerçekleştirmesine rağmen bir tek kişi yakalanmamıştı.
Guatemala gerçekten bir CIA laboratuvarıydı. Devlet Başkanı Jacobo Erbenz 1950'de yapılan dürüst seçimler sonucu iktidara gelmiş, ABD'nin emriyle devrilmiş ve 40 yıl süreyle 100 bin Guatemala vatandaşı, Washington’un desteklediği diktatörlerce öldürülmüştü.
Bu yöntemlerin bir bölümüne "gayri nizami harp" denilmekte. Bu amaçla kurulan ve komünizmle mücadeleyi benimseyen örgütler,hem eğitimi hem de parayı ABD'den alıyordu. Bu tür eğitim veren kurumların başında Washington'da kurulu Uluslararası Polis Akademisi gelir. Bu akademi ABD'nin müttefiklerinden gelen polisleri katil olarak yetiştirdi yıllarca...
(Yarın: Milli Şeften 27 Mayıs'a...)