Üstad Necip Fazıl Kısakürek kitabı, "Yeni bir görüş ve doğuş mimarisinin toprak üstünde sarayını kuracak tek vasıta" olarak görür.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2018 senesinde Millet Kıraathaneleri projesini şu sözlerle açıklamıştı: "Yeni bir projem daha var onu söyleyeyim. Millet kıraathaneleri kuracağız. Burası tamamen kitaplarla dayalı döşeli kütüphane, içinde çayı kahvesi olacak, gençlerimiz yaşlılarımız gelecek hem kitabını alacak, hem çayını kahvesini yudumlayacak. Buralar ücretsiz ve 24 saat açık olacak."
Başkan Erdoğan kıraathanelere gelecek gençlere çayın yanında kek ve simit de ikram edilecek dediğinde "Tayyip gençleri kekle kandıracak" diyen aklı evveller çıkmıştı. Her şehirde kitap okuma evlerinin açılmasını küçümsemişlerdi. Mâlûm muhalefet yine milletin hayrına olacak bir icraata karşı çıkıyordu. Başkan Erdoğan ise Millet Kıraathaneleri projesiyle hedeflediği gayeyi, "Bundan sonra biz gençlerimizi medeniyetimizin asli unsuru olan okuma kültürüne adapte edeceğiz." diyerek dile getiriyordu.
Ak Partili belediyeler Başkan Erdoğan'ın Millet Kıraathaneleri projesini açıklamasının ardından hızla kütüphane ve kıraathaneler kurmaya başladılar. Her düşünceden insanın rahatlıkla gelip istediği kitabı bulup okuyabileceği, sınırsız internet ve ikramların olduğu kütüphane ve kıraathanelerin önlerinden gençler kuyruklar oluşturmaya başlayınca, "Tayyip gençleri kekle kandıracak" diyenler de sahip oldukları belediyelerde benzer yerler açmaya başladılar.
Cumartesi günü (2 Eylül) Üsküdar'da yeni bir kütüphane açıldı. Tarihi hamamdan kütüphane ve kafeye dönüştürülen Kuzguncuk'taki mekân, 1855'te Şeyhülislam Ahmet Arif Hikmet tarafından yaptırılmış bir hamam. Hamamın yaptırılmasının vesilesi ise yine kitapla alâkalı. Şeyhülislam Ahmet Arif Hikmet Medine'de kurduğu kütüphaneye akar olması için hamamı yaptırmış. 168 yıl sonra Ak Partili Üsküdar Belediyesi hamamı kütüphaneye çevirerek hazretin ruhunu şad etmiş oldu.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun kütüphanenin açılışında yaptığı konuşmada Türkiye'nin gücünün tarihsel derinliği olduğunu vurguladı: "Güçlü milletler, tarihlerinden güç alarak daha da tahkim olurlar. Zayıf düşürülmüş milletlerse tarihlerinden koparılmaya çalışılırlar, tarihleriyle aralarına engeller konmaya çalışılır ki zayıf kalsınlar, sömürüye açık hale gelsinler. Hamdolsun ülkemiz güçlendikçe, unutturulmaya çalışılan tarihimizi daha çok sahipleniyor, gücümüze güç katıyoruz. Tarihsel derinliğimiz bizim gücümüzdür. Dünya tarihinde ortaya koyduğumuz başarılar bizim gururumuz olduğu gibi bugün de yarın da neler yapacağımızın, neler yapabileceğimizin açık ve net delilidir."
Altun, açılışa katılan gençlere Yeni Türkiye vizyonunu da anlattı: "Artık karşımızda içe kapanan, kendi iç çelişkilerine boğulmuş, krizleriyle uğraşan bir Türkiye yok. İddialı, dışa açık bir Türkiye var. Bu güçlü ve iddialı Türkiye esas itibarıyla dünyada hem istikrarın hem de barışın teminatı olma noktasında çok önemli bir performans ortaya koyuyor. Günümüz Türkiye'sini bu anlamda istikrarlaştırıcı bir güç olarak tarif ediyorum. Türkiye bugün istikrarlaştırıcı bir küresel ve bölgesel aktördür. Zor bir çağda, çetin bir coğrafyada yaşıyoruz. Hem küresel anlamda ortaya çıkan krizler hem bölgemizde yaşanan gerilimler bizi ciddi meydan okumalarla karşı karşıya bırakıyor. Biz bu meydan okumalarla karşı karşıya kalsak da son 20 yıldır ülkemiz gerçek anlamda bir istikrar adasıdır. Bölgesine istikrar ihraç eden, küresel alana barış ihraç eden bir güçtür."
Altun şahsi kütüphanesinde bulunan Şeyhülislam Ahmet Arif Hikmet Bey'e ait iki eseri de yeni açılan kütüphaneye hediye etti.
Tabiî ki sadece kıraathane açmak ve içerisini kitapla doldurmak yetmiyor. Kıraathanelerin niçin açıldığı gençlere iyi anlatılması gerektiği gibi buralara konulacak kitaplar da gayeye uygun seçilmeli ki akıbet hayr olsun. Popüler kitap çöplüğüne döndürülecek kıraathanelerden ancak köküne yabancılaşmış gençler çıkar; aman dikkat!