Vatansever gazeteci Nedim Şener’in son yazısı (1) beni yıktı geçti. Köprüden, “EVE ERZAK ALMAYA DEĞİL DEVLETE SAHİP ÇIKMAYA GELDİK” mesajını attıktan 2 saat sonra şehit olan Batuhan Engin’in babası Ahmet beyin şu sözleri yüreğime oturdu: “15 Temmuz’dan sonra selamlaştığım, konuştuğum kişilerin yüzde 40’ı artık benimle konuşmuyor. Hatta alışverişi de kestiler.”
Niye? Kitabın ortasından söyleyeyim: 15 Temmuz’da bu ülke için canını vermiş 258 şehit ve 2 bine yakın gazinin varlığı o yüzde 40’ın korkaklık ve sinsiliğini sergiliyor!..
İyilik ve cesaret kendiliğinden yaşanır, fıtratla gelir, organize olmasına gerek yoktur.
Kötülük vekorkaklık ise organizedir, ancak öyle yaşama tutunabilirler.
Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz gecesi, Atatürk Havalimanı’nda o tankları gördüğünde, birinin üstüne çıkabilir, demokrasiyi savunan bir konuşma yapabilir, halkı Erdoğan’dan önce direnişe çağırabilirdi.
Yapmadı… Korktu… Kaçtı…
Beklediği olmayınca, bu ülkenin geleceği açısından en büyük ihaneti, 15 Temmuz işgal amaçlı emperyalist saldırısına “tiyatro” diyerek sergiledi…
İşte o “tiyatro” benzetmesi, toplumun korkak ve Amerikan yanlısı darbecilerin tanklarını alkışlayan sinsi işbirlikçilerinin organize olmasını sağladı.
Kimse parmağının arkasına saklanmasın, durumları budur.
Hangi Müslüman’dan söz ediyorsun Taşgetiren…
“O çok antiemperyalist, çok Amerikan karşıtı vatandaşlara bir şey söyleyeyim: Amerika var ya Amerika, AK Parti iktidarı döneminde “dini zeminden gelmiş” bu kadar insanın içerde olmasından dolayı bayram yapıyordur.” Bu satırlar Ahmet Taşgetiren’in FETÖ’cülere bir, açıkça genel af istemediği yazısından (2) Devamındaki şu cümleye de takıldım:Çünkü “dindar” bir siyasi kadro ile kendi tabanı arasında uçurumlar oluşuyor.
Niye? AK Parti tabanı, kendini FETÖ hainleriyle özdeşleştirecek kadar alçak ve çıkarcı bir kitle mi? Hayır!..
Bu, AK Parti seçmenine ağır hakarettir.
O seçmen 15 Temmuz’da kitle halinde indi meydanlara, yalnız ülkesinin değil, mazlum coğrafyanın tarihini yeniden yazdı.
Birinin, herkesin etrafından dolaştığı, bir türlü tam olarak ifade edemediği bir gerçeği, söylemesi gerekiyor: AK PARTİ’NİN METROPOLLERDE YAŞADIĞI SEÇMEN ZAFİYETİNİN TEMEL NEDENİ, FETÖ’YE KARŞI YÜRÜTÜLEN MÜCADELENİN SULANDIĞI, FETÖ’NÜN SİYASETTEN TEMİZLENMEDİĞİ VE KAMUOYUNDA ADAMI OLAN KURTULUYOR GÖRÜNTÜSÜNÜN OLUŞTURULMASIDIR.
Bunu şimdi söylemiyorum, 28 Şubat’ta ifade etmişim (3).
Taşgetiren hangi “dini zeminden” söz ediyor bilemem.
Mesela, Türk demokrasisine dönük bir Siyonist saldırı olan 28 Şubat sürecinin işkence kurbanlarından İBDA Kumandanı merhum Salih Mirzabeyoğlu’nun 16 yıl hücrelerde yaşatılması emrini tabii ki ABD verir de, kendi adamları FETÖ’cülerin cezaevlerinde kalmasından memnun olabilir mi?..
Olamaz… Çünkü Mirzabeyoğlu bu ülkenin yetiştirdiği anti-emperyalist kahraman bir evlattır, diğerleri işbirlikçilerdir… Bu lafı, İBDA ile olan görüş ayrılıklarımı koruyarak söylüyorum. Asıl olan vatanseverlerin Yeniden Kuvvayı Milliye’de omuzdaşlığıdır.
Hainle kahramanı bir zeminde değerlendirebilir miyiz, hayır..
Demek ki… Müslüman var… Bir başka Müslüman(!) da var…
Muhammed Mursi, hücresinde namaz kılıyor…
Onu deviren Sisi’nin de sarayında alnı secdeye değiyor.
Her alnı secdeye değeni “orucunda, namazında zavallı Müslüman” mı diyeceğiz…
CIA-Pentagon ajanlarından “mazlum Müslüman” mı üreteceğiz, geçiniz…
https://www.posta.com.tr/yazarlar/nedim-sener/korkaklarin-utanmazligi-2155780
https://www.karar.com/yazarlar/ahmet-tasgetiren/bir-kere-daha-yazayim-10181#
https://www.star.com.tr/yazar/sayin-erdogan-anketleri-sasirtan-her-zaman-dip-dalga-oldu-yazi-1436910/